Kur’an insanın hangi zor şartlarda olursa olsun asla ümitsizliğe düşmemesini, mutlaka bir çıkış kapısı olduğunu söyler:
“Onlar; başlarına bir musibet gelince, ‘Biz şüphesiz her şeyimizle Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.’ derler.” (Bakara, 156)
“En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.” (Tevbe, 40)
HER ŞEYE HAKİM OLAMAZSIN
İnsanın başarıları ve becerileri sınırlıdır. Kişisel gelişim ilkeleri sınırlı olan insanı sınırsızlık çukuruna sürükleyerek çoğu kez psikolojik travmalara sebep olur. Kur’an ise insanın bu dünyaya imtihan için gönderildiğini, bundan dolayı bazı sıkıntılara maruz kalabileceği gerçeğini gözler önüne serer:
“Biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde yarattık. İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?” (Beled, 5-6)
“İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken (her hâlinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslenmiş hoş gösterilmiştir.” (Yunus, 12)
HEVESLERİNİ KENDİNE İLAH EDİNME
İnsan kendisine indirilen kullanma kılavuzunu anlayıp pratik hayatta uygulamazsa birçok sapmalara maruz kalır. Bu da insanı mevhum bir Rububiyete götürebilir ve Firavun edebilir. Bu sebeple insan önce kendi içindeki ilahları, putları kırmalı ve bütün zerrelerine tevhidi hakim kılmalıdır.
“Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilâh edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın? Yoksa sen onların çoğunun söz dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da aşağıdırlar.” (Furkan, 43-44)
ÖLÜM GERÇEĞİYLE YÜZLEŞ
Hayatın en büyük gerçeği ölümdür. Allah ilk insana gönderdiği vahiyle ölüm gerçeğini anlatmış, ölümün bir yok oluş, bitiş olmadığını aksine gerçek âleme, ahiret sarayına girişin kapısı olduğunu iman sayesinde öğretmiştir.
“Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O, güçlüdür, çok bağışlayıcıdır.” (Mülk, 2)
“Her can ölümü tadacaktır. Sonra yaptıklarınızın karşılığını görmek için bize döndürüleceksiniz.” (Ankebut, 57)
“Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.” (Vakıa 83-87)
İnsanlara hidayet rehberi ve yol gösterici olarak gönderilen Kur’an, baştan sona kişileri geliştirecek ve insanı kâmil yapacak ilkeler bütünüdür. İnanan insana düşen en büyük vazife kitabı olan Kur’an’ı okumak, anlamak ve hayatına tatbik etmektir. Bunu başarabildiği an gerçek kişisel gelişimini tamamlamış olacaktır. Bunu Kur’an’da söyleyen bizzat Rabbimizdir.
Muhakkak ki Allah (cc) doğruyu söyleyendir.