22 Nisan 2014 Salı

ÇOCUKLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM

22.5 milyon çocuğumuz var


Nüfusun yüzde 30’u çocuk 1935’te Türkiye nüfusunun yüzde 45’ini çocuklar oluştururken, 2013’te bu oran yüzde 29,7 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2013 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı. Buna göre, 2013 sonu itibariyle 76 milyon 667 bin 864 kişi olan Türkiye nüfusunun, 22 milyon 761 bin 702 kişisi çocuklardan oluşuyor. Birleşmiş Milletler tanımına göre “0-17” yaş grubu çocuk nüfus olarak tanımlanıyor. 1935’te Türkiye nüfusunun yüzde 45’ini çocuklar oluştururken, 2013’te bu oran yüzde 29,7 oldu. Yaş grubuna göre incelendiğinde, 2013’te çocuk nüfusun yüzde 27,3’ünü “0-4” yaş grubu, yüzde 27,6’sını “5-9”, yüzde 28’ini “10-14” ve yüzde 17,2’sini ise “15-17” yaş grubu çocuklar oluşturdu. Bu oranlar, hem yıl hem de cinsiyet bazında önemli bir değişim göstermedi.
1 milyon 283 bin bebek doğdu
Nüfusumuza 2013 yılında yaklaşık 1 milyon 283 bin bebek dahil oldu. Doğum istatistiklerine göre 2013 yılında 1 milyon 283 bin 62 doğum gerçekleşmiş olup, doğan bebeklerin yüzde 51,4’ünü erkek, yüzde 48,6’sını kız bebekler oluşturdu. Doğum olayları yıla göre incelendiğinde, cinsiyet bazında doğumlarda önemli bir değişim gözlenmedi. Doğuşta cinsiyet oranı 2013 yılında 105,8 oldu. Yani 100 kız çocuğuna karşılık yaklaşık olarak 106 erkek çocuğu doğdu.
Çocuk nüfus oranı 2075’te yüzde 17,6’ya düşecek
Şehirleşme, kadının eğitim düzeyinin artması, kadının çalışma hayatına aktif katılımı gibi gelişmeler doğurganlığın azalmasına, doğumların ileri yaşlara ertelenmesine, kadın başına düşen ortalama çocuk sayısının düşmesine sebep oluyor. Bu değişimler, çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki oranının azalmasına etki ediyor. Çocuk nüfus oranının 2023’te yüzde 25,7’ye, 2050 yılında yüzde 19,1’e ve 2075 yılında yüzde 17,6’ya düşeceği tahmin ediliyor. AB üye ülkeleri ile karşılaştırıldığında en fazla çocuk nüfus Türkiye’de görüldü. Çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki oranı Avrupa Birliği üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında, 2013 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına yüzde 29,7 ile Türkiye’nin, en düşük çocuk nüfus oranına ise yüzde 16 ile Almanya’nın sahip olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının Fransa’da yüzde 22,2, İngiltere’de yüzde 21,2, İsveç’te yüzde 20,2, Yunanistan’da yüzde 17,6 ve İtalya’da yüzde 16,8 olduğu görüldü. 
En popüler isimler: Yusuf ve Zeynep
Bebeklere konulan en popüler erkek ismi Yusuf, kız ismi ise Zeynep oldu. Yeni doğan bebeklere konulan en popüler üç erkek ismi 2013 yılında; Yusuf, Berat ve Mustafa oldu. En popüler üç kız ismi ise Zeynep, Elif ve Ecrin oldu. 0-17 yaştaki çocuklar arasında kullanılan en popüler üç erkek isminin Mehmet, Yusuf ve Mustafa, en popüler üç kız isminin ise Zeynep, Elif ve Merve olduğu görüldü.

21 Nisan 2014 Pazartesi

BİR NESLİN MAHVOLUŞU

Bir nesli nasıl mahvettiler?10.04.2014

Bizler mahvedilen bir neslin çocukları veya torunlarıyız. Bir neslin nasıl mahvedildiğini okuyor, duyuyoruz. Bu mahvedilen bir neslin torunlarının nasıl mahvedildiğini bir düşünelim. Mahvedildiğini ve mahvedilmeye devam edildiğini… Ancak unutmamamız gereken şu: Tahrip varsa tamir de vardır. Önemli olan bunu bilip ümitvar olmaktır. 
Bu yazımızda tahripten bahsedeceğiz. “Ne Batıyı tanıyoruz, ne Doğuyu... En az tanıdığımızsa kendimiziz. Biz Müslümanlığından, doğululuğundan, Türklüğünden utanan, tarihinden utanan, dilinden şuursuz bir yığın haline geldik” diyor Cemil Meriç. “Bir nesli nasıl mahvettiler?” diye cesurane soruyor ve bu tahribin nasıl yapıldığını bol örnekle açıklıyor Osman Yüksel Serdengeçti. 
Evet, Serdengeçti’den bahsedeceğiz. “Bir kahraman bekliyoruz” diye Üstad’a şiir yazan İslâm dâvâsının Serdengeçti’sinden, Üstad’dan  “Bir oğlum olsaydı adını Serdengeçti kordum’ iltifatına mazhar olan Osman Yüksel’den bahsedeceğiz.
“Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?” Bir neslin nasıl mahvedildiğini anlatan bu eser, Osman Yüksel’in en çok ilgi toplayan eseridir. Kitapta, Hilal Hasreti, Radyo Konuşmaları, Ayasofya, Mevlânâ ve Mehmed Âkif başlığı altında çok sayıda yazı vardır. 173 sayfadan oluşan eserde, Osman Yüksel’in yazdığı bir de önsöz yer almaktadır. Bir Nesli Nasıl Mahvettiler? Osman Yüksel’in bütün eserlerinin 3. kitabıdır. Türk Edebiyatı Vakfı tarafından yayınlanmıştır.
Bu kitapta geçen bazı can alıcı bölümler de şöyledir: “Bir vatandaş bir adam yaralar. Cezası: Yıllarca hapis yatmaktır. Bir insan, bir zümre bir nesli mahveder, bir milleti öldürür. Cezası: Yıllarca saltanat sürmektir.”
“Ana bizim mektebe gâvurlar geldi. Şapkalı şapkalı adamlar: Babamı öldüren herifler. Anan, ‘Onlar senin muallimlerin oğlum’ dediyse de bir türlü inanamıyordun. ‘Şapkaları var anacağım, şapkaları var’ diyordun”
“Sen istemeye istemeye, çekine çekine mektebe devam ediyordun. Bir gün muallim bey, size dönerek ‘Çocuklar Allah var mı söyleyin bakayım?’ dedi. Çocuklar şimdiye kadar duymadıkları düşünmedikleri bu sual karşısında şaşkına döndüler. Belki de korkularından ses çıkaramadılar. Fakat sen duramadın! ‘Var’ diye bağırıvermiştin… Muallim bey güldü. ‘Böyle bir şey yok çocuklar. Bunlar kocakarı masalı, yalan…’ dedi”
“Eski mektep-Yeni mektep müsameresi. Sen ömründe böyle pis pis geğiren, adeta geviş getiren hoca görmemiştin. Bunu nereden bulmuşlardı. Ne iğrenç adamdı bu. O günlerde kasabada Kur’ân-ı Kerîm’i yere atmışlar, yırtmışlar gibi dedikodular alıp yürüyordu. İhtiyarlar, ‘Allahım ne günlere kaldık’ diye hararetli konuşuyorlardı”
Evet, bir neslin nasıl mahvedildiğinin örnekleriyle doludur bu kitap. Müsbet ilim, müsbet ilim diye tutturulan maneviyatı unutturulan çocukların halini görüyoruz. Hepimizin efsane sandığı öğretmenin, “çocuklar Allah’tan şeker isteyin bakalım, bir de benden isteyin” örneğinin nasıl Allah’ı inkâr etmeye kadar vardığının göstergesini görüyoruz. Derslere giren bütün muallimlerin hep bir ağızdan Allah’ı inkâr ve ehadiyeti çürütme çalışmaları…
Serdengeçti’nin Üstad’a yazdığı mektubu okuyunca ve “Said Nursî yirminci asır karanlığını delerken!.
“Çık nerdesin zuhur et, biz seni bekliyoruz...
Yıllardır yollarında yorgun emekliyoruz!
Musa ol! Hakk’a yüksel, tecelli et Tûr’a..
Zulmet yıkılsın gitsin, cihan gark olsun Nura!..” 
şiirini görünce tahrip ve tamiri daha iyi bir şekilde anlıyor insan. Unutulmamalıdır ki: “Biz, bizden evvelkilerin ekip biçtikleriyiz; bizden sonraki nesiller de bizim gayretimizin semeresi olacaklardır.” 
Hayırlı okumalar…

MEHMET TOSUN

1 Nisan 2014 Salı

SEVGİ ÇİÇEKLERİ

        BU ÇİÇEKLER SOLMASIN

 Bu çiçeklerin solması,bizim milletimizin bahtını,talihini de solduracaktır.Açılsın daima,yaprak yaprak,çiçek çiçek açılan goncalar.Bu açılan goncalar,bahtımızın da açılışı olacaktır.Bir gün gelip bu vatan bahçesi gördüğün bu yavru çiçeklerle donanacaktır.O zaman sen ise yetişen bu çiçeklerle iftihar edip mutluluk duyacaksın. 
                                             

ÖĞRETMENİM ! 

Öğretmenim siz;
Bizleri aydınlatan bir nur,
Sönmeyen bir güneş,
Bir ışıksınız.
Öyle bir ışık ki;
Bu ışığa herkes muhtaç.
Öyle bir nur ki;
Bu nura herkes hasret.
Öğretmenim siz;
Öyle bir Cevher'siniz ki;
Kıymetinizi ancak ,
Aydınlığa muhtaç olanlar anlar.
Siz öyle bir değersiniz ki;
Bunu ancak öğrenci anlar.
Yine siz, öyle birisiniz ki;
 Öğretmensiniz .
Öğretmenim siz;
Bir rehber ve öndersiniz.
Siz muhtaçlara elini uzatan,
Yardım seversiniz.
Öğretmenim siz ;
Bizler için her şeysiniz.
Öyle ki; Okumayı bize siz öğrettiniz.
Vatanımızı,bayrağımızı,dinimizi sevmeyi,
Mutlu insan olmayı, siz öğrettiniz.
Çünkü siz, hep mutluluk duyup,
Mutlu insan oldunuz.
Siz gönülleri okşayan,
Sevgililer sevgilisinin dostu.
En büyük insan,öğretmensiniz.
Biz biliyoruz ki;
Bir harf öğretene köle olunur.
Ama siz bize köle olmayı değil,
Efendi olmayı öğrettiniz.
Size ne kadar minnet duysak azdır.
Zira siz,elleri öpülen öğretmensiniz. 


                               Rafet ÖZCAN