30 Haziran 2018 Cumartesi

MÜ'MİN ÜMİTSİZLİĞE DÜŞMEZ

Umut Kapımız İmanımız

Biz mü’miniz; Allah’a inanıyoruz, güveniyoruz, itimad ediyoruz. İmânımız bize öyle bir ümit ve ricâ kapısı açıyor ki, aslında yüz bin dünya derdi de gelse yine hafif kalır, yine çekilir cinsten olur. Fakat biz şüphesiz, dertten ve belâdan Allah’a sığınıyoruz, sığınmalıyız. Çünkü Allah’a sığınmak bir ibadettir.

Cenâb-ı Hak bütün canlıların, bütün hayvanâtın, bütün mahlûkatın, bütün kullarının yegâne umududur. Herkes, her derdinde, her kederinde, her ıztırabında yalnız Cenâb-ı Allah’a sığınır, yalnız Cenâb-ı Allah’tan ümit eder. Umutların tükendiği noktada, Allah’ın rahmet ve umut kapısı hep açıktır. Emin olmalıyız ki, Allah Kendisine iltica edenlere şefkatle ve merhametle yardım eder.

Her zaman ve her yerde, her darlıkta ve her olumsuzlukta kullarının mutlak ümidi olan Cenâb-ı Hak, bütün kapıların kapandığı zamanlarda kullarına yeni kapılar açar, yeni çıkış yolları gösterir. Mü’min, Allah’tan umudunu hiçbir zaman kesmez.

Mü’min Umutsuz Olmaz

Cenâb-ı Hak, “Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? O halde Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”1 buyuruyor.

Acziyetini bilen bir kulun Allah’a tevekkülden eşsiz bir tesellî bulacağını beyan eden Bediüzzaman, Fâtihâ Sûresi’ndeki “Nestaîn”2 kelimesinin tevekkül manasını ihtiva ettiğini, bu mukaddes kelimenin çaresi tükenmiş kullara tesellî verdiğini ve Allah’ın recâ ve ümit kapısını her an, her an açık tuttuğunu kaydediyor.3

Allah’ın emrine muhatap olan insanlar, korku ve ümit ortasında bulunurlar. Takvâyı umarak Rabbine ibâdet etmesi gereken insan, ibadetini yeterli saymamalı, ibadetinden çok Allah’ın rahmetine güvenmelidir. 4 Ümidin kaynağı imandır. İman, dünya ve âhireti nimetlerle süslenmiş iki sofra olarak insanın önüne sürer. İmân nimetini bize ihsan eden Rabbimiz, bize her bakımdan kâfidir. 5

Recânın ve umudun cemâlî bir tecellî olduğunu 6 kaydeden Üstad Hazretleri, Cenâb-ı Hakk’ın, tesellî isteyen kullarının dâima refîki, arkadaşı ve dostu olduğunu, şefkatini kullarından esirgemediğini 7 beyan eder.

Ölüm Bile Mü’mini Ümitsizliğe Atamaz

Üstad Hazretleri’ne göre, mü’min için hiçbir zaman umutsuzluk ve yeis söz konusu değildir.8 Ölüm bile mü’mini ye’se ve ümitsizliğe atamazken, mü’minin başka hangi sebeple ümitsizliğe düşmesi beklenebilir ki? Zira ölüm yokluk ve umutsuzluk kapısı değildir. 9 Mü’min için ölüm mekân değiştirmekten ibârettir. Kabir ise, karanlıklı bir kuyu ağzı değil, nûrâniyetli âlemlerin kapısıdır. Dünyâ da bütün ihtişâmıyla, âhirete nisbeten bir zindan hükmündedir. Dünya zindanından Cennet bahçelerine çıkmak, dünya hayatının rahatsız edici dağdağalarından rahat âlemine ve ruhların uçtuğu meydana geçmek ve mahlukâtın sıkıntılı gürültüsünden sıyrılıp Rahmân’ın huzuruna gitmek bin can ile arzû edilir bir seyahattir ve eşsiz bir saadettir. 10 Cenâb-ı Hak ölüm esnasında bu can ve ten mülkünü bizden, bizim için muhafaza etmek üzere alacak, fakat sonra tekrar geri iade edecek ve fiyat olarak da-inşaallah-Cenneti ihsan edecektir. 11

Üstad Bediüzzaman mealen der ki: Cenâb-ı Hak bizi yoktan var etmiş, göz, kulak ve her âzâmızı hiçten açmış, yaratmış, cismimize bir dil ve bir kalp takmış, bedenimize ve cihâzâtımıza, türlü türlü nimetlerini tartmak ve tanımak için sayılamayacak kadar hassas ölçücükler yerleştirmiş. Aynı zamanda isimlerinin çeşit çeşit hazinelerini anlamak için dil, kalp ve fıtratımıza hadsiz duygular koymuştur. Rahmet, şefkat ve kudret sahibi Cenâb-ı Allah bütün maksatlarımız ve umutlarımız için bize yeterlidir. 12

O halde Allah’a dayanmalıyız, Allah’a sığınmalıyız, Allah’a duâ etmeliyiz. Dünyanın hangi sıkıntısı olursa olsun; bilmeliyiz ki, bir kapıyı kapayan Rabbimiz, bize başka bir kapı açar. Ve yine bilmeliyiz ki, sabrettiğimiz ve Allah’tan ümidimizi kesmediğimiz takdirde, her sıkıntının perde arkası mutlak hayırdır, mutlak sevaptır, Allah’ın rızâsıdır ve her sıkıntı aslında birer âhiret azığı teşkil etmektedir.

GÜNÜN DUÂSI

Allah’ım! Beni, kardeşlerimi ve âlem-i İslâm’ı umutsuz eyleme! Dertlerime deva ol! Hastalıklarıma şifa ol! Korktuklarımdan emin eyle! Günahlarımı bağışla! Nar-ı Cehennemden muhafaza eyle! Âmin.

Dipnotlar:

1- Âl-i İmrân Sûresi: 159. 2- Fâtiha Sûresi: 5. 3- İşârâtü’l-İ’câz, s. 32. 4- İşârâtü’l-İ’câz, s. 154. 5- Şuâlar, s. 85. 6- İşârâtü’l-İ’câz, s. 66. 7- İşârâtü’l-İ’câz, s. 32. 8- Sözler, s. 580. 9- Mektûbât, s. 13. 10- Sözler, s. 187. 11- Sözler, s. 31. 12- Şuâlar, s. 84.

12 Haziran 2018 Salı

ÇOCUKLARIMIZIN HAYALLERİNİ YOK ETMEYELİM


Küçük çocuk sahilde gezinirken, yassı bir taş görüp ona yaklaştı. Yerdeki taş bir insan kalbine benziyor, üstelik parıl parıl parlıyordu. Bulduğu şey, herhalde bir mücevher olmalıydı. Taşı hemen avuçlayıp evine koştu. Ve onu büyük bir hevesle babasına uzattı.
Adam, o taşları çok iyi tanıyordu. Oğlunun bulduğu taş, birbirine vurulunca kıvılcımlar çıkartan bir çakmak taşından başka bir şey değildi. Fakat bunu oğluna söylemekten korktu. Sadece beğenmiş gibi yaptı o kadar...
Küçük çocuk, rüyalarını süsleyen bisiklete kavuşmak için elindeki taşı satmak istiyor ve paranın bir kısmıyla, bir de top alacağına inanıyordu. Hiç vakit geçirmeden, tatilde simit sattığı çarşıya gitti. Kuyumcu vitrinleri, kolye ve bileziklerle doluydu. Bir de, elindeki taşın çok küçükleriyle süslenen pahalı yüzüklerle...
Çocuk, kuyumcu dükkânlarının en büyüğünü seçip, bir süre vitrin önünde bekledi. İçeride orta yaşlı bir adam vardı. Müşteri olarak da, kürk mantolu bir hanım.
Küçük çocuk biraz cesaretlenmek amacıyla, birkaç dua okuyarak içeri girdi. Ve elindeki taşı adama uzatarak :
* Bunu deniz kenarında buldum efendim, dedi. İsterseniz size satabilirim.
Adam, taşa uzaktan bir göz atıp :
* O sadece basit bir çakmak taşı, dedi. Bütün sahil o taşlarla doludur.
* Hayır! diye atıldı küçük çocuk. Bu çok farklıdır. Eğer ıslatırsanız, ne kadar parladığını göreceksiniz.
Dükkân sahibi, zengin müşterisini kaçırmaktan korkuyor ve ufaklığı def etmeyi düşünüyordu. Herhalde en kolay yol, onu kolundan tutmak ve sanki hiç kızmamış gibi dışarı çıkartmaktı. Bu arada çocuğun canını biraz acıtır, tekrar gelmemesi için mesaj verirdi. Fakat kadın, biraz farklı düşünüyordu. Çocuğun taşına yakından bakıp :
* Harika bir şey, diye gülümsedi. Eğer bana satarsan sevinirim.
Küçük çocuk, taşının gerçek değerini anlayan birisiyle karşılaşmaktan çok mutluydu. Elindeki taşı kadına uzatırken, kadın da onun cebine kâğıt paralar koydu. Hem de bir tomar.
Çocuğun aklı başından çıkmış gibiydi.
Teşekkür ettikten sonra, çılgın gibi koşarak uzaklaştı.
Kadın, taşı kuyumcuya vererek, ona bir zincir takmasını rica etti. Belli ki onu, bir mücevher gibi boynuna takacaktı.
Dükkân sahibi, elindeki taşı kadına göstererek :
* Söylemiştim ama tekrar edeyim, dedi. Çocuktan aldığınız, basit bir taştır.
Kadın, önce pırlanta kolyesine, daha sonra elindeki yüzüğüne bakarak :
* Zannetmiyorum, dedi. O taş bence bunlardan değerlidir.
Çünkü küçük bir çocuğun ümidini taşıyor.
(Cüneyd Suavi)

8 Haziran 2018 Cuma

KALEM DEYİP GEÇME

YANLIŞI SİLMEK

Çocuk, dedesinin yazdığı notları ilgiyle takip ediyordu. Birden sordu :
- Bizim başımızdan geçen bir hadiseyi mi yazıyorsun? Benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı? "
 Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi :
- "Doğru, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha önemli. Umarım büyüdüğünde bu kalemi sen de seversin."
Çocuk kaleme merakla baktı ama özel bir şey göremedi.
- "İyi ama bu kalem benim hayatımda gördüğüm diğer kalemlerden hiç farklı değil ki !
- "Bu tamamen cisimlere nasıl baktığınla ilgili. Bu kalemin beş önemli özelliği var ve sen de bu özellikleri kendinde benimseyebilirsen hep dünyayla barışık bir insan olursun."
"Birinci özellik: Harika şeyler yapabilirsin ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma.
"İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam durmam ve kalemimin ucunu açmam gerekir. Bu kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar. Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin, bu acılar seni daha iyi bir insan yapar."
"Üçüncü özellik: Kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman imkan tanır. Yaptığımız bir şeyi sonradan düzeltmenin kötü bir şey olmadığını anlamalısın, aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden biridir."
"Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı, kalemin yapıldığı ahşabı ya da dışarı yansıyan şekli değil, içerisinde yer alan kurşunudur. O yüzden her zaman kendi içine bakmalı, en çok onu korumalısın."
"Beşinci ve son özelliği ise; her zaman bir iz bırakmasıdır. Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve bu bilinçle davranmalı ve her hareketinin farkında olmalısın."

- Alıntıdır…

6 Haziran 2018 Çarşamba

EŞYALARIMIZI NASIL TEMİZLEYELİM?


Temizlikte 14 Püf Nokta
1 - Bakırlarınızı ve çeşmelerinizi ve küflenen metallerinizi keççapla ovarsanız ilk günkü gibi olacaktır.

2 - Şampuanı su dolu kovaya döküp camlarınızı hiç kurulama yapmadan silebilirsiniz. Ayriyetten camsile doldurup tozda alabilirsiniz.

3 - Bulaşık Makinesi tabletini 5 bardak sıcak suda eritip birazda içine parlatıcı sıkıp halılarınızı koltuklarınızı silebilirsiniz. Ayriyetten aynı işlemi yağli mutfak dolaplarında uygulayabilirsiniz sonuç Mükemmel.

4 - Halınıza diyelimki çay döküldü direk üzerine parlatıcı döküp silin, Çaydan Lekesinden eser kalmayacak.

5 - Duşakabininizi veya çesmelerinizi parlatıcıyla silerseniz parlak durur.

6 - Beyaz kalıp sabunu rendeleyip sıcak suda eritip 5 kiloluk bidona koyun gerektiğinde mutfak dolaplarınızı. Fırınınızı. Halılarınızı. Koltuklarınızı silebilirsini
7 - Tencere çaydanlık ve tavalarınızı cif’i normal bir market poşetine doküp ovalarsanız pırıl pırıl olacaktır.

8 - Mutfak tezgahınızın köşelerinde silikonlar siyaha dönüştüyse pamuğa domestos döküp sabaha kadar bekletin kararıklıktan eser kalmayacaktır.

9 - Toz alırken vazelini bezinize sürüp öyle toz alırsanız tozlanma gecikiyormuş.Yada mavi silikonlu su ile toz alırsanız tozlanma gecikiyor, ama dikkat edin parkeye damlamasın çok kayganlastırıyor.

10 - Pimapenlerinizin temiz olması için cif ve poşet kullanarak temizleyebilirsiniz.

11 - Çıkmayan etiketlerinizden kurtulmak istorsanız fön makinesini tutun ısınsın yormadan çıkacaktır.

12 - Beyaz çamasırların daha beyaz olmasını istiyorsanız makinayı en yüksek ısıda beklemeye alın yıkarken de çamaşır suyu ve beyaz kalıp sabunda kullanırsanız daha beyaz olucaktır.

13 - Perdeleri beyazlatmak için bulaşık makinesi tabletini kullanabilirsiniz. Yıkamadan perdeyle beraber kazana koyabilirsiniz.

14 - Elma sirkesi yada beyaz sirke temizlikte aklınıza nereleri geliyorsa kullanabilirsiniz. Mikropları Öldürür.



CEVİZİN FAYDALARI


EN YÜKSEK OMEGA-3 KAYNAĞI CEVİZ...
En yüksek omega-3 kaynağı olan ceviz diğer kuru yemişler arasında en yüksek omega-3 seviyesine sahiptir. Günlük olarak en azından 1 avuç ceviz tüketilmelidir. Kavrulmamış, çiğ olarak tüketilmesi gerekir.
Cevizin faydaları:
🔺Antioksidandır,
🔺Kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltır,
🔺Tümör oluşumunu geciktirerek, kansere karşı korucu özellik gösterir,
🔺Yaşlanmanın olumsuz etkilerine karşı koruyucudur,
🔺Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltır,
🔺Bağışıklığı güçlendirir,
🔺Yüksek tansiyonu önler,
🔺İnflamasyonu azaltır,
🔺Sinir sisteminde tedavi edici özelliktedir.

2 Haziran 2018 Cumartesi

~MEVCUTLA YETİNMEYİ BİLMEK~


Çocuk herzaman yaptığı gibi babasına dert yanıyordu."Amcamlar öyle rahat bir yaşam sürüyorki baba.Biz neden onlar kadar güzel giyinemiyoruz?Onların gezdiklerinin beşte biri kadar hiç gezmedik.Haftasonları hava iyi olursa Derebudaktaki piknik alanına gidiyoruz ailecek hepsi bu"Adam efkarlı bir şekilde baktı çocuğunun gözlerine.Ve sonra çocuğuna mahçup olmuşluğun yanısıra içten içe haklı olduğunu gosteren karışık duygularla seslendi ."Oğul biz kimse gibi zenginimsi gösterişle yaşayamayız.Kazandığımız belli.Elinde olanda yetinirsen kimseye yüzün kara çıkmaz.Ben dedenden böyle gördüm evlat"Çocuk  hakvermemişti babasına."Onlarında bir dükkanı var,bizimde."İçten içe böyle söylenirken akrabalarının yaşam tarzına imrenmeye devam etti.Küçük yaşta bile babasından para istediğinde"paraları çilli kız yedi"deyip hergün harçlık vermemesine şimdi daha fazla kızıyordu.Yetinmeyi öğretmek istediğini kabullenmek istemiyordu sanki.Birgün kendi posta kutularında bir yığın zarf görünce hepsini avuçlayıp eve girmiş,sonra ise postacının yalnış yaptıgını farketmeden açmıştı zarfları teker teker.Sonrasında ise amcalarının zarflarının soyadlarından dolaýı karıştırılıp kendi posta kutularına atıldığını anlamıştı.Üç farklı icra mektubu ve bir yığın kredi kartı ekstrasıydò.Belliki yakında evleri dahi  alınacaktı ellerinden amcalarının.O gösterişli hayatları,gezip tozmaları türlü borçla yapılmıştı demekki.Zarfları doğru kutuya koyarken babasının ne demek istediğini çok iyi anlamıştı çocuk.İlk defa ertesi gün babası"paraları çilli kız yedi oğlum"dediğinde gülerek öptü elini.Ve hayat boyu elindekiyle yetinip,gösteriş meraklısı olmamayı destur edindi kendine..

1 Haziran 2018 Cuma

İNSANI BAŞARIYA GÖTÜREN PRENSİPLER

Dâvâ Adamının Notları...
Konuşmada Dikkat Edilecek Hususlar:
• Bu hizmette “Birisi bana tahakküm ediyor” diyen, kendisi mütehakkim kimsedir. Tahakküm etmek ister.
• Hilm ve teenni ile davranmak, kıyassız derecede sertlikten daha fazla lâzımdır.
• Tehevvür eden, daima haksız görülür ve görünür.
• Hiddet eken, nefret biçer.
• Arşa değmek istidadında olanların ayakları altına omuzlarımızı koyarız.
• En kötü iradesizlik, işbirliği hâlinde çalışanların birbirlerini sabit fikirlilikle itham edip; kendinin sabit fikrinden habersiz olmasıdır.
• Cemaat ruhundan istifade edilmelidir.
Zübeyir Gündüzalp
***
Konuşmada dikkat edilecek hususlar...
• Sağırların en beteri, kusurunu işitmek istemeyen insandır.
• Dünyada mağrur olan, din yolunda gidemez.
• Büyüklüğüne kapılan kimse kibirlenir. Bilmez ki, büyüklük; hilm ve yumuşaklıktır.
• En büyük nisyan, bir insanın kendisini kusursuz bilmesi, mesai arkadaşlarını kusurlu bilmesidir. Kendini beğenmek gururdan, kibirden, kıskançlıktan ileri gelir.
• Büyük bir mevki ve makam sahibi olduğun zaman, akıllı isen, düşkün kimselere gülme. Çünkü nice makam sahibi kimsenin düştüğü, düşkünün onun yerine geçtiği görülmüştür.
• Allah’a kul olan insanda benlik olmaz.
Zübeyir Gündüzalp
***
• Konuşmalarda en küçük bir alaylı kelime dahi kullanmaktan sakınınız.
• İstihza, alay edilende kapanmaz bir yara açar.
• Kalpler kırılınca ruhta kin ve adavet başlar.
• Şakacı olmayınız. Zira şaka muhabbetin sonu, adavetin başlangıcıdır.
• Şekva etmek, arkadan çekiştirmek iradesiz kişilerin işidir.
• Tenkit, bir zehr-i katildir.
• Ciddiyeti esas tut.
• Gülmemek ciddiyetin başıdır. Şaka muhabbetin kezzabıdır.