Bazı imtihanlar vardır, çetin mi çetin, zor mu zordur. Bazıları ise alıştırma kabilinden büyük güne hazırlık içindir. Zira musîbetler sabrı imtihan eder. Musîbetler inancı imtihan eder. Musîbetler insanı imtihan eder. Bazen serrâ/sevinç, sürûr, bazen de darrâ/sıkıntı, dert, mihenle yaşanan imtihanlardır bunlar. Ama hep imtihandadır. Onun içindir ki Efendiler Efendisi (asm), inanmış olan kimsenin başına gelen her işini; şer görünse sabırla, hayır görünse de şükürle mukabelede bulunacağı bir hayretler kuşağı olarak tanımlar. Nimete şükür, nikmete sabır imtihanından sonra olması da adetullahtan olsa gerektir.
Zira zaman bazen insanın heva ve nefsiyle uyumlu, sıkıntısız ferahfeza iken, bazen de tam aksine dert, ezâ ve ıztıraplarla âlude bir halde olabilir. Her iki hal de inanan için bir imtihan kabul edildiğinden kazanç kaynağıdır. Yukarıda denildiği gibi insan dünya hayatında bir imtihandadır. Hayatını da bu anlayışa göre şekillendirir. İmtihanı bazen şer gibi görünür, bazen de hayır gibi görünür. Sabır da, insanın başına gelen şer gibi görünen imtihanı karşısında şikâyetçi olmaması, dayanma gücü ve direnmesi, diğer bir zaviyeden de Cenâb-ı Hakk’ın emirlerini yerine getirme mevzuunda da sebatkâr olması anlamına gelir.
Yani inanmış gönüller imtihanın çeşidi ne olursa olsun karşısında boyun eğmez, bel bükmez. Sevgiliden gelen sevgili olması cihetiyle rıza ile yaklaşır. Saadet-i dareyne kavuşur.
Evet, bazı imtihanlar vardır ki; hamurun kalitesini tartar, biçer. Görünenle gizleneni, ne kadar su götürürlüğünü açığa çıkarır. Belki de sadece bunun için o imtihan yaşanası dedirtir. Zira insan başına gelen imtihanlarla değil, onlara karşı duruşuyla kıymet kazanır.
Mukavemet sistemi gelişmemiş insanların en ufak bir mikrop karşısında yatağa düşmesi gibi, tecrübe edilmeden karşılaşılan çetin sınavlar karşısında mağlûp olmak mukadderdir. Hz. Yûsuf’un da (as) kendisini bekleyen muhtemel sıkıntı ve problemlere karşı ciddî bir sınama, bir imtihandan geçmesinin gerekmesi de bu kabilden olsa gerektir.
Hak edilmeyen teveccüh ve iltifatların ahireti beklemeden gün yüzüne çıkarması, kimi önde görünenlerin, en arka saflarda dahi yer bulamayacağı hakikatini tanıtmış olması bile, bu türden imtihanların ne büyük hayır olduğunu gözler önüne serer. Sular durulduğunda iyi ki yaşanmış ki, bilinmiş, anlaşılmış dedirten türden bir hayır olmuştur hakikat planında. Hele dost görünenlerden gelen vefasızlığı göstermiş olması...
Evet, iyi ki bir imtihan var, iyi ki ahiret var, iyi ki hesap Kitap var..