Susmak ve susturulmak, korkunun dağa taşa hakim olduğu, olağanüstü hallerin sonucudur.
Ülke insanları, zaman zaman, sıkıntılı dönemlerden geçer. Belki o zamanlarda susmanın konuşmaktan iyi olduğu söylenebilir.Zira konuşsan kimseye söz dinletmek ve susturanları aşmak mümkün değildir.
Korkunun hakim olduğu toplumlar, kalkınmayı değil yaşamayı, karnını doyurmayı hedef aldığı için, kendisini kontrol eden efendisinin isteklerini yerine
getirmekten başka çare düşünemez.Bu çaresizlik içerisinde korkutulanlar susmak zorunda kalır.
İnsanlar, konuşma ve düşündüklerini ifade edebilme hürriyeti yaratılıştan gelen bir hak olmasına rağmen, bu hakkı gasp edildiği için konuşamaz.Halbuki hak ve hürriyetler normal şartlarda olsa insanların varlık sebebi olduğu ve kısıtlanamayacağı herkes tarafından bilinir.Zalim ve baskıcı yöneticiler tarafından ellerinden alınan bu haklar onların istekleri doğrultusunda yönlendirilir. Bu şekilde köle durumuna düşürülen toplum insanları, düşünemez konuşamaz hale getirilir.
"Yeter söz milletin" diyerek şahlanan bu millet,"Konuşan Türkiye" olarak susmaktan ve susturulmaktan kurtulmuştur. Fakat yıllar sonra ise,ne yazık ki, düşmanlar tarafından susturulamazken, bir zamanlar korkudan susanlar ve susturulanlar tarafından bugün susturulur hale getirilmiştir.
Yeniden Konuşan Türkiye ve kalkınan Türkiye için elele verelim, Demokrasimize sahip çıkalım yeniden yeter artık diyelim..Neden ülke tekrar "Konuşan Türkiye" olmasın.?