22 Kasım 2015 Pazar

ANNE KUŞ VE YAVRUSU

Hazreti Ömer'in Satın Aldığı Serçe

Çocuğun biri yakaladığı bir serçe kuşuyla oynayıp du¬ruyordu. Oradan geçmekte olan Hazret-i Ömer çocuğa sordu:
— Küçük bey, bak zavallı kuşun kanatlarından tüyler dökülüyor, çırpına çırpına da tâkattan düşmüş görünü¬yor. Ne olur bırak hayvancağızı!
Çocuk yaramaz olduğu kadar da merhametsizdi.
— Hayır, ben bu kuşla oynuyorum. İsterse kanatlan
kopsun, karşılığını verdi.
Halife buna üzülmüştü. Bir teklif daha yaptı:
— Sana bir altın versem kuşcağızı bırakır mısın?
— Hayır bırakmam.
— Ya iki altın versem.
— Hayır, yine bırakmam.
— Peki üç altına ne dersin? Küçük yaramaz buna dayanamadı:
— Üç altına razıyım. Hazret-i Ömer:
— Al sana üç altın, deyip parayı uzattı ve serçe kuşu¬nu alıp havaya doğru fırlattı. Pırıl pırıl çırpındığı kanatla¬rıyla bir anda gözlerden kaybolan serçenin arkasından sevinçle bakan Halife:
— Hayvanlara merhamet etmemiz lâzım. Hayvana acı-mayana Allah da acımaz, diyerek yoluna devam etti.
Seneler sonra, vefat etmiş olan Hazret-i Ömer'i müba¬rek bir zat rüyasında gördü. Şöyle bir sual sordu:
— Yâ Ömer, Rabbin seni nasıl karşıladı, rahatın na¬sıl?
Şöyle cevap geldi:
— Rabbim beni çok iyi karşıladı. Rahatım çok iyi.
— Ne sebebten Allah seni iyi karşıladı? Hazret-i Ömer şu bilgiyi verdi:
— Ben bir serçe kuşunu yaramaz bir çocuğun elinden kurtarmıştım. Meğer kuşcağızın yuvada aç bekleyen yav¬rusu varmış. Yaramaz çocuk onu öldürseymiş, yavrusu aç kalacak, yuvada ağzını aça aça ölecekmiş. Ben üç al¬tın verip de serçeyi kurtarınca yavrusunu da ölümden kurtarmış olduğumdan Rabbim bundan memnun olmuş. Bu yüzden beni cehennem ateşinden kurtardı, iyi karşı¬ladı.
Hazret-i Ömer'in bu cevabı Peygamberimizin şu hadîsini hatırlatmaktadır:
— Siz yeryüzündeki canlılara acıyın ki, gökyüzün¬de melekler de size dua etsin, merhamet dilesinler. Allah'ın merhametini kazanasınız.



11 Kasım 2015 Çarşamba

TELEVİZYONUN ZARARLARI



Kitle iletişim araçlarından en önemlisi olan televizyon, şüphesiz 20. yüzyılın en büyük icatlarından idi. Çağın gelişmesine büyük katkısı olmuştur, yararlarını gözden kaçırmamak gerekir. Fakat bizden alıp götürdüklerini de görmezden gelemeyiz. Kaçımız televizyonun hayatımıza maliyetini hesapladık? Örneğin: Günde 2 saatimizin tv başında geçtiğini varsayalım. Yani bir yılda 730 saat demektir bu. Buda 45 gün ve 45 gece eder. Ki, şu da bir gerçektir; pek çoğumuz günde 2 saat ile yetinmeyiz.

Televizyonun bireylere zararlarını, kabaca, tek tek sıralayalım:

1-Televizyon karşısında büyüyen çocukların sosyalleşme, bireyselleşme ve psikososyal yönlerinin hepsi eksik ya da yetersiz kalacaktır. Duygusal ilgi, sevgi ve birlikte geçirilecek vakit yerine, çocuğun televizyon karşısında kalması çok sakıncalı bir durumdur.

2-Magazin programı adı altında birçok yayın, seviyesiz eğlence kültürünü aşılar.

3-Dört – yedi yaş arası çocuklarda tv’ nin çok fazla izlenmesi, çocuğun dil ve sosyal gelişiminde birtakım sıkıntıların oluşmasına sebep olur. Çocuk bu dönemde, tv’ de gördüğü görüntüleri tamamen somut olarak yorumlar. Örneğin, bir çizgi filmde gördüğü bir sahneyi kendiside yapmaya çalışabilir. Ayrıca çocukların bu dönemde izleyeceği korku, gerilim ya da aşırı şiddet içeren görüntülerden aşırı derecede etkilenebilir ve bunun sonucunda çocukta uykusuzluk gibi problemler baş gösterebilir.

4-Birçok tv programı insanları gerçeklerden koparır,

5-Televizyonda dönen reklamlar, sadece kazanç uğruna birçok değeri çiğner.

6-Tüketim uğruna birçok yanlış, doğru gibi gösterilir.

7-Birçok tv kanalında şiddet görüntüleri artık sıradan hale geldi. Televizyon şiddete meyilli fertlerin yetişmesine vesile oluyor,

8-Televizyon kanalları çoğunlukla başka kültürleri özendirir,

9-İnsanların reyting uğruna kullanılması,

10-Tv’ de hoş gibi gözüken, fakat gerçekte seks, şiddet gibi öğeleri vurgulayan davranışları ön plana çıkaran çok fazla program vardır.

11-Televizyon insanları tembelleştirir. Günde 4 saatten fazla tv izleyen çocuklar, aşırı kilolu oluyor.

12-Okumak yerine televizyondaki programlar vesilesiyle bilgilenmeye – öğrenmeye çalışmak, okuma kültürünü öldürüyor.

13-Tv’ ye bağlı olarak yaşamak, çok ciddi bir sorundur. Örneğin; tv’ ye çok bağlı olan insanlar aksayabilir.

14-Çok fazla tv izlemek enerji kaybına neden olur,

15-Tv’ ler ile insanlara “çalışmadan köşeyi dönme” zihniyeti aşılanıyor.

Televizyonun bunlara benzer daha pek çok zararlı etkisini sayabiliriz. En güzeli kendimizi çok fazla kaptırmamak ve mümkün oldukça televizyondan olumlu bir şekilde yararlanmaktır.(ALINTIDIR)