9 Şubat 2020 Pazar

MUHABBET FEDAİSİ OLMAK

SEVGİNİN DİLİ
Bir işte bir meslekte, ya da hayatın her hangi bir anında, başarılı olmak istiyorsak sevgiyi esas almamız lazımdır.Zira biliyoruz ki sevgi ve sevginin bir ifadesi olan güler yüz tatlı dil insanların gönül kapısını açar o gönüle girmenizi kolaylaştırır.
Kainat dediğimiz şu büyük alem ve içinde yaşayan bütün mahlukat sevgi neticesinde yaratılmış ve yaşamları sevgi ve muhabbet ile devam etmektedir.
Sevgi ile ham meyve olgunlaşır.Yeni doğan bir bebek etrafı tanır ve etrafa gülücükler saçmaya başlar.
Sevgi öyle tükenmez bir hazinedir ki hiç eksilmez, verdikçe dağattıkça artar. Hatta kabına sığmaz etrafına taşar.
Atalarımız "güler yüz tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" dememiş midir?
Öyle ise bizler işimizde hayatımızda yaşantımızda sevgi güler yüz ve tatlı dili esas maksat yapalım.
Bizler her birimiz muhabbet fedaisi olmalıyız.Evimizde işimizde sokakta ve her yerde sevgi tohumları ekmeliyiz.Bir gün ekilen sevgi tohumları güzel çiçeklere ve tatlı meyvelere dönüşecektir.Evimizin huzuru ,çevremizin huzuru hatta ülkemizin huzuru sevgi bağlarının güçlenmesi ile sağlanacaktır.
Öyle ise gelin geç kalmadan sevgi bağlarını güçlendirelim.
Unutmayalım ki Allah'ın merhametini kazanmak için birbirimizi ve tüm mahlukatı sevmek ve korumak durumundayız.
Allah'ın selamı ve bereketi üzerinize olsun.
Rafet Özcan

8 Şubat 2020 Cumartesi

KADER VE İRADE-İ CÜZİYE

 Yedincisi:
   İrade-i cüz'iye-i insaniye ve cüz'-i ihtiyariyesi çendan zaîftir, bir emr-i itibarîdir, fakat Cenab-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zaîf cüz'î iradeyi, irade-i külliyesinin taallukuna bir şart-ı âdi yapmıştır.
Yani manen der: "Ey abdim!
İhtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm.
Öyle ise mes'uliyet sana aittir!" Teşbihte hata olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan, onu muhayyer bırakıp "Nereyi istersen seni oraya götüreceğim" desen, o çocuk yüksek bir dağı istedi, götürdün.
Çocuk üşüdü yahut düştü.
Elbette "Sen istedin" diyerek itab edip üstünde bir tokat vuracaksın.
İşte Cenab-ı Hak, Ahkemü'l-Hâkimîn, nihayet zaafta olan abdin iradesini bir şart-ı âdi yapıp, irade-i külliyesi ona nazar eder.
   Elhasıl:
   Ey insan!
Senin elinde gayet zaîf, fakat seyyiatta ve tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet kısa, cüz'-i ihtiyarî namında bir iraden var.
O iradenin bir eline duayı ver ki, silsile-i hasenatın bir meyvesi olan Cennet'e eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın.
Diğer eline istiğfarı ver ki, onun eli seyyiattan kısalsın ve o şecere-i mel'unenin bir meyvesi olan Zakkum-u Cehennem'e yetişmesin.
Demek dua ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; istiğfar ve tövbe dahi, meyelan-ı şerri keser, tecavüzatını kırar.

(Yirmialtıncı Söz/2.Mebhas)
Sözler - 468

7 Şubat 2020 Cuma

KADER MESELESİ

Kesb-i şer, şerdir; halk-ı şer, şer değildir.
Nasıl ki pek çok mesalihi tazammun eden bir yağmurdan zarar gören tembel bir adam diyemez: "Yağmur rahmet değil." Evet, halk ve icadda bir şerr-i cüz'î ile beraber hayr-ı kesîr vardır.
Bir şerr-i cüz'î için hayr-ı kesîri terk etmek, şerr-i kesîr olur.
Onun için o şerr-i cüz'î, hayır hükmüne geçer.
İcad-ı İlahîde şer ve çirkinlik yoktur.
Belki abdin kesbine ve istidadına aittir.
   Hem nasıl kader-i İlahî, netice ve meyveler itibarıyla şerden ve çirkinlikten münezzehtir.
Öyle de illet ve sebep itibarıyla dahi zulümden ve kubuhtan mukaddestir.
Çünkü kader, hakiki illetlere bakar, adalet eder.
İnsanlar, zahirî gördükleri illetlere hükümlerini bina eder, kaderin aynı adaletinde zulme düşerler.
Mesela, hâkim seni sirkatle mahkûm edip hapsetti.
Halbuki sen sârık değilsin.
Fakat kimse bilmez gizli bir katlin var.
İşte kader-i İlahî dahi seni o hapisle mahkûm etmiş.
Fakat kader, o gizli katlin için mahkûm edip adalet etmiş.
Hâkim ise sen ondan masum olduğun sirkate binaen mahkûm ettiği için zulmetmiştir.

(Yirmialtıncı Söz/1.Mebhas)
Sözler[Y] - 516

KADERE DAİR

KADER MESELESİ

Beşincisi: Kader, sebeple müsebbebe bir taalluku var.
Yani şu müsebbeb, şu sebeple vukua gelecek.
Öyle ise denilmesin ki: "Madem filan adamın ölmesi, filan vakitte mukadderdir.
Cüz-i ihtiyarıyla tüfek atan adamın ne kabahati var, atmasaydı yine ölecekti?"    Sual: Niçin denilmesin?
   Elcevap: Çünkü kader, onun ölmesini onun tüfeğiyle tayin etmiştir.
Eğer onun tüfek atmamasını farz etsen o vakit kaderin adem-i taallukunu farz ediyorsun.
O vakit ölmesini ne ile hükmedeceksin?
Ya Cebrî gibi sebebe ayrı, müsebbebe ayrı birer kader tasavvur etsen veyahut Mutezile gibi kaderi inkâr etsen, Ehl-i Sünnet ve Cemaat'i bırakıp fırka-i dâlleye girersin.
Öyle ise biz ehl-i hak deriz ki: "Tüfek atmasaydı ölmesi bizce meçhul." Cebrî der: "Atmasaydı yine ölecekti." Mutezile der: "Atmasaydı ölmeyecekti."

(Yirmialtıncı Söz/2.Mebhas)
Sözler[Y] - 519

YENİ ASYA ANKETİ


1-Yeni Asya'yı 1973 yılından beri okuyorum.Edebiyat öğretmeni M.Ragıp Öncel vasıtası ile tanıdım.
2-Basından ve internetten takip ediyorum.
3-Sağduyunun sesi oldu, hiç bir zaman kendi menfaatini düşünmedi ülke menfatini birinci hedef yaptı.Horlandı ötelendi fakat kimseye boyun eğmedi.Ölçülü doğru haberi esas maksat yaptı.
4-50 yıl geride kaldı okuyucularını hiç bir zaman mahcup etmedi nice 50 yıllara
5-Yeni Asya'da ençok okuduğum bölüm lahika mektupları ve siyasi içtimai konular.
6-Yeni Asya her eve giden bir mektep olduğu için, kendi yazarını kendisi yetiştirir.Her bir yazarın benim gönlümde ayrı bir yeri vardır.Hiç birini diğerinden farklı görmem ve tercih önceliği tanımam.
7-Yeni Asya'nın yayın politikası, istişareye dayandığı için isabetli yayın yapmakta ve meseleleri ortak akıl çerçevesinde ele almaktadır. Bu neden ile de isabetli karar almalarında etkili olmaktadır.
8-Bence kaliteli bir gazete için, yapılacak en önemli mesele okuyucularının gazeteye sahip çıkmasıdır. Maddi sıkıntıların aşılması  gazetenin sayfa sayısının artmasını sağlar.Bu sekilde her eve ulaşmasının yolu aaçılmış olur.
9-Yeni Asya'nın tanıtımı için, dostlarla görüşerek abone yapmak, televizyon ve diğer medya kuruluşları ile tanıtımı için ilişki kurmak ve her eve girmesini sağlamak.Herkesin bir gazete alıp dostlarına hediye etmesi.Trajının buşekilde artırılarak Yeni Asya gazetesinin sesini herkese duyurmak olmalıdır.Çunkü Yeni Asya Risale-i Nurları ve üstadı tanıtan tek gazetedir.Onun için diyebiliriz ki, Yeni Asya üstad Bediüzzaman'ın gazetesidir.
Selam ve dua ile hoşça kalın.
07.02.2020
Rafet Özcan