18 Ağustos 2020 Salı

ZULMÜ ALKIŞLAMA

 Ey halkım !

Siyaset, toplumun ihtiyaçlarını gidermek, sorunlarını çözmek için yapılır. Yüzü millete dönüktür. İlhamını halktan alır.

Bugün böyle bir siyaset anlayışının fersah fersah uzağındayız.

Her şey iktidarda kalmak ve bir kişinin ihtiraslarını tatmin için.

Devlet de, millet de ikinci planda.

Ülke nasıl güçlenir, millet nasıl mutlu ve huzurlu olur sorusu siyasetin gündeminde yok.

Her gün biraz daha içe kapanıyor, biraz daha zamanın dışına yuvarlanıyoruz.

Bunun son örneği hilafet tartışmaları.

Bu tartışmayı başlatanlar da hilafetin bir yönetim şekli ve İslam'la alakası olmadığını biliyorlar.

Ama ellerinde kala kala din istismarı kaldı. Bu yolla iktidarlarını bir süre daha sürdürmek istiyorlar.

İslam cihan şumul bir dindir.

Bütün zamana ve mekana gelmiştir.

Siyasi bir proje değil, bir hayat nizamıdır.

Siyaset dünyaya bakar, İslam ise hem dünyaya hem ahirete bakar.

Dini siyasete alet etmek, onun mesajını daraltmak, ahlaki boyutunu iptal etmektir.

Din kisvesi giymiş siyasetçilerin çoğunda gözlenen ahlak zaafının arkasında, dini bu şekilde algılama yanlışı yatmaktadır.

Din, partilere sığmaz. Muhatabı bütün gönüllerdir. Partileşen bir din, insanların bir kısmının muhatabı olmaktan çıkarır.

Birleştiren yönünü kaybeder.

Bir davet, bir çağrı olmaktan çıkar, istismarcısının silahında mermi olur.

İnanmaya çağırmaz, kavgaya çağırır. Gönülleri fethetmez, baskı altına alır. Müjdelemez korkutur, birleştirmez ayırır.

İktidarda kalma adına hırpalanan dinimizdir.

Çok ciddi bir insan ve ahlak sorunumuz var.

Siyasetçinin rotasını halk çizer.

Kaliteli bir toplum kalitesiz bir siyaset üretmez.

Her toplum kalitesine göre siyaset üretir.

Çalan bir siyaset varsa ona cevaz veren bir halk olduğu içindir.

Bölen bir siyaset varsa ona yol veren bir toplumun varlığındandır.

Bir toplumun kalitesi seçtiği siyaset biçimi ve siyasetçi tipinde ölçülür.

Zulüm, baskı, adaletsizlik, kötü yönetim, aslında toplumların seçimidir. Layık olmayanları seçen bir toplum kendi kıyametini hazırlar.

Bu hercümercin sorumlusu sensin ey halkım!

Sakın aldandım, bilmedim, görmedim deme.

Bin yalana şahit oldun ama yine de yalanın peşinden gittin.

Bin yolsuzluğa, rüşvete tanık oldun, görmezden geldin.

Senin gafletindir bu kriz.

Sen sürükledin bu uçuruma.

Sen alkışladın her türlü adaletsizliği.

Sen yüreklendirdin kötüleri.

Düzeltecek olan da sensin.

Bunun yolu, kör-sağır gibi davranmamandır.

Bunun yolu,  gördüklerini görmemiş, yaşadıklarını yaşamamış gibi yapmamandır.

Bunun yolu, eğer hala duruyorsa  dünyaya vicdanınla bakmandır.

Gel vicdanını hakem et, o zaman görmediklerini görecek, işitmediklerini işiteceksin.

Başka bir yol da kalmadı, ya kendine döneceksin, yahut kendinle beraber bu güzel ülkeyi de ateşe atacaksın.


17 Ağustos 2020 Pazartesi

İMTİHAN OLUYORUZ

 İmtihanı  kaybeden Sahabe ,Salebe !

Bu sene de koronavirüs ile imtihan olduk, bayramlarımız buruk geçti.

Bu dünya imtihan yeri imtihan olan ise biz insanlardır.Bilhassa her müslümanın önüne müthiş bir imtihan zemini hazırlanmış kaybetmek yada kazanmak iman vesikası yani diploması ve beratını kazanıp kaybetme imtihanı ile muhatap kılınmışız.Maddi imkanlar ve çocuk çoluk anne baba münasebetleri imtihanı kazanıp kaybetmemize müsbet veya menfi olarak etki etmektedir.

Hastalık ve sağlık makam ve mevki hırsı mal mülk sevgisi aşırıya kactığımızda bizlerin ayağının kaymasına sebep olabilmektedir.Nefis kötülükler ile aldanmakta her nefis sahibini aldatmalar ile şeytana yardımcı olmaktadır.Koronavirüs belası bizleri çekidüzene sokması gerekirken malesef ibret almadık ikazlara kulak tıkadık tıpkı geçmiş kavimler gelen bela ve musibetlere  ikazlara aldırış etmeyip helak oldukları gibi.Allah muhafaza bizlerede daha büyük bela ve musibetler gelebilir.Vakit varken ikazlara kulak verelim.Bunların azgınlıklarımıza karşı bir ikaz olduğunu, belkide bir imtihan vesilesi olduğunu unutmayalım.

Dünyanın cazip zevk ve sefasına aldanıp hem dünya hemde ahiret hayatımızı yok etmeyelim.

Dünya sevgisi mal mülk hırsı bizim basiretimizi köreltmesin.Dost ve arkadaşlarımızı akraba ve yakınlarımızı unutup kısacası sılayı rahimi keser duruma düşürmesin.

Allah'a kulluk ta örnek olan sahabeler bize rehber olmalıdır.

Mescitlerimiz camilerimiz cemeatten mahrum kalmasın bizler ibadet ve sevaptan mahrum olmayalım.Mescit kuşu iken, mal mülk sevdası evladı iyal kaygısı ile imtihanı kaybeden sahabe Salebenin durumuna düşüp Allah Rasülünün Salebeye yazık oldu dediği vaziyete düşmeyelim.İman ile ahırete göçmeye, imtihanı başarıyla kazanıp Cennete ve Rızayı ılahiye Mazhar olmaya çalışalım.Allah yar ve yardımcımız olsun.

Rafet Ozcan


16 Ağustos 2020 Pazar

KUL HAKKI NEDİR?

 

İnsanların birbirine karşı ilişkilerinde karşılaştıkları olumsuzluklar, adaletsizlikler ve haksızlıklar sonucu doğan telafisi mümkün olmayan durumlardır.

Mesela araba kullanırken ihlal edilen trafik kuralları,araba ile başkasını rahatsız edecek şekilde müzik ve benzeri ses kirliliği...

Diğer bir husus,çevre temizliğine dikkat etmemek ve çevreyi kirletmek,söz ve davranışlarımız ile ev, arsa, bağ bahçe komşularımızi rahatsız etmek.

Daha,ibadet mahallelerimiz olan cami ve mescitlerimizi kirletmek bilhassa imam ve müezzinlerimizin ses cihazlarını kontrolsuzca son ayarda ses tonu ile cemati rahatsız edecek şekilde kullanmaları.

Düğün ve derneklerimizin sokakta son ton ayar ile müzik şöleni yapar bir tarzda yapılması kul hakkı değil mi?

"Kul hakkı ile gelmeyin" diyen Yüce Allah'ın huzuruna bu kadar haklar ile nasıl varacağız.Devletin görevlileri görevlerini yapmakla yükümlü ve sorumludur.Devlet vatandaşlarının huzur ve mutluluğunu sağlamak mecburiyetindedirler.Halk da vergi vermek ve devletin belirlediği kurallara uymakla yükümlüdür.Kontrolsuz başına buyruk yönetim kargaşa doğurur. millet adelet mekanızmasının çalışmadığı bir ortamda, devletine güvenemez.O zaman  devlet millet ilişkileri sarsılır.Milletin can ve mal güvenliğini sağlamak, devletin asli görevlerindendir.Bunlarin düzgün bir şekilde olmasını istemek vatandaşların en doğal haklarindan biridir.Hak ve hukuk ihlalleri yapılır,yetlikliler de buna göz yumarsa,o ülke çökmeye, yıkılmaya yok olmaya mahkumdur.Zira adalet mülkün temelidir.Hakkın büyüğüne küçüğüne bakılmaz,hak haktır büyüğüde küçuğüde birdir.Hak denince akan suların durması gerekir.Zira kul hakkı helalleşmeden ödeşilmez.

Allah bizleri hak hususunda kusurlarını görüp rieyet eden kullarından eylesın.Amin 

Rafet Özcan