"Eğer dünyadan zeval ve ölümü ve insandan acz ve fakrı kaldırmaya iktidarınız varsa, pekâlâ, dini de terk ediniz, şeairi de kaldırınız.
Ve illâ dilinizi kesin, konuşmayınız.
Bakınız arkamızda pençelerini açmış hücuma hazır ecel arslanı tehdid ediyor.
Eğer iman kulağıyla Kur'anın sadâsını dinleyecek olursan o ecel arslanı bir burak olur.
Bizleri rahmet-i Rahmana ulaştıracaktır.
Ve illâ o ecel, yırtıcı bir hayvan gibi bizleri parçalar.
Bâtıl itikadınız gibi, ebedî bir firak ile dağıtacaktır.
Ve keza önümüzde i'dam sehpaları kurulmuştur.
Eğer iman îkanla Kur'anın irşadını dinlersen, o sehba ağaçlarından, sefine-i Nuh gibi sahil-i selâmete, yani âlem-i âhirete ulaştırıcı bir sefine yapılacaktır.
Ve keza sağ yanımızda fakr yarası, solda da acz, zaaf cerihası vardır.
Eğer Kur'anın ilâçlarıyla tedavi edersen, fakrımız rahmet-i Rahmanın ziyafetine şevk u iştiyaka inkılab edecektir.
Acz ve za'fımız da Kadîr-i Mutlak'ın dergâh-ı izzetine iltica için bir davet tezkeresi gibi olur.
Ve keza bizler uzun bir seferdeyiz.
Buradan kabre, kabirden haşre, haşirden ebed memleketine gitmek üzereyiz.
O yollarda zulümatı dağıtacak bir nur ve bir erzak lâzımdır.
Güvendiğimiz akıl ve ilimden ümid yok.
Ancak Kur'an'ın güneşinden, Rahman'ın hazinesinden tedarik edilebilir.
Eğer bizleri bu seferden geri bırakacak bir çareniz varsa, pekâlâ.
Ve illâ sükût ediniz,
Mesnevi-i Nuriye - 219
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder