Fesübhanallah!
Mülk ile melekût arasındaki hicab ne kadar incedir, aralarındaki mesafe ne kadar büyüktür.
Dünya ile âhiret arasındaki yol ne kadar kısa ve ne kadar uzundur.
İlim ile cehil arasındaki hicab ne kadar latîf ve ne kadar kalındır.
İman ile küfür arasındaki berzah ne kadar şeffaf ve ne kadar kesiftir.
İbadetle masiyet arasındaki mesafe ne kadar kısadır.
Halbuki araları Cennet ile Nâr'ın araları kadardır.
Hayat ne kadar kısa, emel ne kadar uzundur.
Evet hal ile mazi arasında öyle ince bir perde vardır ki, ruhun mazi cihetine geçmesine mani değildir.
Cesede nisbeten bitmez bir mesafedir.
Kezalik mülk ile melekût, dünya ile âhiret arasında ehl-i kalb için şeffaf, ehl-i heva için kesif ince bir perde vardır.
Kezalik gece ile gündüz arasında latîf bir perde var ki, gözün kapanmasıyla gece olup, açılmasıyla gündüz olduğu gibi; nefsin âlem-i maneviyata gözü kapanırsa ebedî bir gece içinde kalır, gözü maneviyata açılırsa neharı inkişaf eder.
Kezalik Allah'ın hesabına kâinata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir.
Eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehl olur.
Kezalik iman ve tevhid ile bakan, âlemi nurlu görür ve illâ âlemi zulümat içerisinde görecektir.
Kezalik ef'al-i beşer için iki cihet vardır.
Eğer niyet ile Allah'ın hesabına olursa, tecelliyata ma'kes, şeffaf, parlak olur.
Eğer Allah hesabına olmasa, zulmetli bir manzarayı göstermiş olur.
Kezalik hayatın da iki vechi vardır.
Biri siyah, dünyaya bakar.
Diğeri şeffaf, âhirete nâzırdır.
Nefis, siyah vechin altına girer.
Şeffaf veche terettüb eden saadet-i ebediyeyi ister.
Mesnevi-i Nuriye - 198
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder