Doğru değil bu politikalar.
Her ne sebeple olursa olsun partizanlık hiç bir siyasi kuruma fayda vermez.
Verseydi zamanındaki Tek Parti idaresine verirdi.
Ne oldu sonuç: 14 Mayısta ağır bir tokat yedi milletten.
Adil ve dürüst olunmaz ise yeni bir tokatlar kaçınılmaz.
Bu nedenler iktidar:
Toplumu kucaklamalı. Ayrılıkçı fikirlerden uzak durmalı.
İnsani değerleri öncelemeli.
Menfaat gibi bir canavarı siyasi gündeminden uzak tutmalı.
Böylesine ağır musibetler aslında her kes için bir fırsattır. Kötü hasletlerden kurtulup iyi duygulara yönelmenin zamanıdır bu anlar.
Ülkeyi idare ettiğini düşünenler de bu musibetlerden ibret almalı.
Bozdukları adaleti, paramparça ettikleri milleti, bozup dağıttıkları ahlaki değerleri tekrar düzeltmek için işte fırsat.
İktidar ise bunu fırsat olarak göreceği yerde akıl almaz bir inatla yine “bildiğim bildik, çaldığım düdük” modunda.
Gördüğümüz kadarıyla da çok az ibret alınıyor.
Bazı yanlışlarda ve sorumsuz davranmaktaki ısrar bu yüzden.
Bu da tabi ki güveni sarsıyor.
İşte bu son para toplama kampanyası da böyle oldu.
Zira milletin kafasında cevabı verilemeyen bir sürü soru ve bir o kadar da tereddüt var.
Çünkü iktidarın hiç hesap vermek gibi bir huyu yok.
“Topladığınız deprem paraları nerede?” diyorsunuz.
“Size hesap mı vereceğiz” diye adeta toplum tehdit ediliyor.
“Şehitler için topladığınız kimlere verdiniz” diye soruyorsunuz.
Alakası ve varlığı olmayan bir sanal vakıf adres gösteriliyor.
Yani anlayacağınız paralar hak sahiplerine gitmemiş. Nereye gittiği de belli değil.
Sonra da çıkıp haydi zekat ve yardım kampanyasına deniliyor.
Şimdi insanlar size nasıl güvenecek?
Nasıl itimat edecek?
Hani siz Hz. Ömer’i örnek alıyordunuz ya?
“O ganimet elde ettikleri zaman bir kaç metre kumaş bezin” hesabını veren Ömer’i.
Peki ne oldu size?
Dilinizle haliniz niye çelişiyor böyle?
Bırakın bezi ve kumaşı, niçin milyonların, milyarların hesabından kaçıyorsunuz?
Millete hesap vermekten uzak duruyorsunuz?
Hadi burada kaçtınız diyelim…
Peki ötede ne yapacaksınız?
O kaçıp durduğunuz şey sizi bir gün yakalamayacak mı?
Çaresiz yakalayacak…
Daha vakit varken aklınız başınıza alın. Güneş batıdan doğmadı daha.
İşte bakın bu gün bir fırsat doğdu size.
Bu felaketler bir ikaz, bir uyarı.
İkaz ve uyarı sürecinde ise her zaman istiğfar ve hatadan dönme kapısı açıktır.
Gelin bu kapıdan tevazu ile girin.
Yoksa…
Gazap tecelli eder ki ondan her kes korksun.
Çünkü bir azap geldiğinde suçlu masum demeden tüm toplumu sarar, Allah korusun!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder