20 Temmuz 2021 Salı

SEVDİKLERİN İLE CENNETTE BERABER OLMAK

 


Dünyada “Elhubbu fillâh” hükmünce Sâlih ahbablara muhabbetin neticesi:

Cennette عَلَى سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ ile tâbir edilen karşı karşıya kurulmuş Cennet iskemlelerinde oturup hoş, şirin, güzel, tatlı bir sûrette, dünya maceralarını ve kadîm olan hâtıratlarını birbirine nakledip eğlendirmeleri sûretinde; firaksız, sâfi bir muhabbet ve sohbet suretinde ahbablarıyla görüştüreceği, Kur’anın nassıyla sabittir.(Sözler, 32.Söz, 3.Mevkıf, 4.Nükte)

Müslümanlar ile ülfet ve muhabbetleri mümkün olmayan kâfirlere muhabbet boşa gidiyor. Onların muhabbetiyle karşılaşılamaz. Onlardan meded beklenilemez.

Ancak حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ “Allah bize yeter; O ne güzel vekildir.” diye Cenâb-ı Hakk’a ilticâ etmek lâzımdır.
(Âl-i İmrân Sûresi, 3:173)

Kâfirlerin, müslümanlara ve ehl-i Kur’âna düşman olmaları küfrün iktizâsındandır. Çünkü küfür îmana zıttır. Maahazâ Kur’ân, kâfirleri ve âba ve ecdâtlarını i’dam-ı ebedî ile mahkûm etmiştir.
(Mesnevi-i Nuriye, Hubab, syf.89)

Hem de bir adam zâtı için sevilmez. Belki muhabbet, sıfat veya san’atı içindir. Öyleyse her bir Müslümanın her bir sıfatı Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, her bir kâfirin dahi bütün sıfat ve san’atları kâfir olmak lâzım gelmez. Binaenaleyh, Müslüman olan bir sıfatı veya bir san’atı, istihsan etmekle iktibas etmek neden câiz olmasın? Ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder