2 Temmuz 2025 Çarşamba

NİYET MES'ELESİ

 Arkadaş!

Bu niyet mes'elesi, benim kırk senelik ömrümün bir mahsulüdür.

Evet niyet öyle bir hâsiyete mâliktir ki, âdetleri, hareketleri ibadete çeviren pek acib bir iksir ve bir mâyedir.

   Ve keza niyet, ölü ve meyyit olan haletleri ihya eden ve canlı, hayatlı ibadetlere çeviren bir ruhtur.

   Ve keza niyette öyle bir hâsiyet vardır ki; seyyiatı hasenata ve hasenatı seyyiata tahvil eder.

Demek niyet, bir ruhtur.

O ruhun ruhu da ihlastır.

Öyle ise necat, halas ancak ihlas iledir.

İşte bu hâsiyete binaendir ki; az bir zamanda çok ameller husule gelir.

Buna binaendir ki; az bir ömürde, Cennet bütün lezaiz ve mehasiniyle kazanılır.

Ve niyet ile insan, daimî bir şâkir olur, şükür sevabını kazanır.

   Ve keza dünyadaki lezzet ve nimetlere iki cihetle bakılır:

   Bir cihette, o nimetlerin bir mün'im tarafından verildiği düşünülür.

Ve nazar, o lezzetten in'am edene döner; onu düşünür.

Mün'imi düşünmek lezzeti, nimeti düşünmekten daha lezizdir.

   İkinci cihet, nimeti görür görmez nazarını ona hasrederek, o nimeti ganîmet telakki ederek minnetsiz yer.

Halbuki birinci cihette lezzet, zeval ile zâil olsa bile ruhu bâkidir.

Çünki Mün'im'i düşünür.

Mün'im ise merhametlidir, daima bu nimetleri bana verir diye ümidvar olur.

İkinci cihette, nimetin zevali ölüm değildir ki, ruhu kalsın.

Ruhu da söner, ancak dumanı kalır.

Musibetlerin ise; zevalinden sonra dumanları söner, nurları kalır.

Lezzetlerin zevalinden sonra kalan dumanları, günahlarıdır.

Mesnevi-i Nuriye - 70


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder