Eski zamanda adamın birinin bir eşek ile bir de devesi varmış.Hayvanlar yük çekmekten takatsiz hale, yük taşımaktan dayanamaz duruma gelmişler.Kafa kafaya veren eşek ile deve, evden kaçmaya karar vermişler.Fırsat gözetmeye başlayan hayvanlar, ahırın kapısının açık bulunduğu bir anda dışarı çıkarak kırlara doğru yola düşüp uzaklaşarak gözden kaybolmuşlar.
Kırlarda otlayan eşek ve deve günler aylar sonra semiz bir halde sağa sola koşturmaya başlamışlar.
Eski sıkıntılı durumdan kurtulup o günün sevincini yaşayan eşek deveye dönüp ben bir şarkı söylemek istiyorum demiş.Deve sakın bunu yapma çünkü sahibimiz belki bizi arıyordur sesini duyarsa bizi eski halimize mahkum eder dediyse de, eşeğe bir türlü söz dinletemez.Eşek inatla başlar anırmaya...Birde ne görsünler, yakınlarda bulunan sahibi sesi duyar ve hemen sesin geldiğ yöne gelip, her ikisini de yakalar.Oralarda bulabildiği ne kadar yük varsa eşeğe yükler.Eşek bir müddet gittikten sonra yükü taşıyamaz.Zaten kızgın ve öfkeli olan sahipleri eşeği devenin üzerine yükü ile birlike yükler.
Çaresiz yola devam eden deve tam bir uçurumun kenarında eşeğe der ki; ben bir dans etmek istiyorum.Eşek uçuruma bir bakar aman deve kardeşim sen ne yaparsın, ikimiz de uçurumdan aşağı düşeriz dediyse de, deveye söz geçiremez.Deve bu, intikam almadan vaz geçer mi? Eşek yalvarır yakarırsa da söz dinletemez.
Üzerindeki eşekle bir iki sağa sola hareket yapan deve en sonunda eşek ile birlikte uçurumdan aşağı yuvarlanırlar.Tabi ki bu durum her
ikisinin de hayatının sonu olur.Bizlere de bu hikayeden bir ders çıkarmak düşer.
Her zaman bir işi yapmadan önce enine boyuna düşünmeliyiz.Yapacağımız bir iş bir haraket veya bir olay başkasına zarar verecekse, daha çok düşünmek zorundayız.Unutmayalım ki, hem kendimize hem başkasına karşı sorumluluklarımız vardır. Dünyada hiç kimse sahipsiz, yalnız ve başıboş değildir.
Rafet Özcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder