Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dava etmiş ki: "Ben, şu kâinat Hâlıkının meb'usuyum.
Delilim de şudur ki: Müstemir âdetini, benim dua ve iltimasımla değiştirecek.
İşte parmaklarıma bakınız, beş musluklu bir çeşme gibi akıttırıyor.
Kamer'e bakınız, bir parmağımın işaretiyle iki parça ediyor.
Şu ağaca bakınız; beni tasdik için yanıma geliyor, şehadet ediyor.
Şu bir parça taama bakınız; iki-üç adama ancak kâfi geldiği halde, işte ikiyüz-üçyüz adamı tok ediyor." Ve hâkeza.. yüzer mu'cizatı böyle göstermiştir.
Şimdi, şu zâtın delail-i sıdkı ve berahin-i nübüvveti yalnız mu'cizatına münhasır değildir.
Belki ehl-i dikkat için, hemen umum harekâtı ve ef'ali, ahval ve akvali, ahlâk ve etvarı, sîret ve sureti, sıdkını ve ciddiyetini isbat eder.
Hattâ meşhur ulema-i Benî-İsrailiyeden Abdullah İbn-i Selâm gibi pek çok zâtlar, yalnız o Zât-ı Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sîmasını görmekle, "Şu sîmada yalan yok, şu yüzde hile olamaz!" diyerek imana gelmişler.
Mektubat - 90
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder