Marifetullahın şahidleri, bürhanları üç çeşittir.
Bir kısmı:
Su gibidir; görünür, hissedilir, lâkin parmaklarla tutulmaz.
Bu kısımda hayalâttan tecerrüd etmek, külliyetle ona dalmak gerektir.
Tenkid parmaklarıyla tecessüs edilmez; edilse akar, kaçar.
O âb-ı hayat, parmağı mekân ittihaz etmez.
İkinci kısım:
Hava gibidir; hissedilir, fakat ne görünür, ne de tutulur.
Ona karşı sen yüzün, ağzın, ruhunla o rahmet nesîmine karşı teveccüh et, kendini mukabil tut, tenkid elini uzatma, tutamazsın.
Ruhunla teneffüs et.
Tereddüd ile baksan, tenkid ile el atsan, o yürür gider; senin elini mesken ittihaz etmez, ona razı olmaz.
Üçüncü kısım ise:
Nur gibidir; görünür, fakat ne hissedilir, ne de tutulur.
Öyle ise sen kalbinin gözüyle, ruhunun nazarıyla kendini ona mukabil tut ve gözünü ona tevcih et, bekle; belki kendi kendine gelir.
Çünki nur; el ile tutulmaz, parmaklar ile avlanmaz, belki o nur ancak basiret nuruyla avlanır.
Eğer harîs ve maddî elini uzatsan ve maddî mizanlarla tartsan, sönmese de gizlenir.
Çünki öyle nur, maddîde hapse razı olmadığı gibi, kayda giremez, kesifi kendine mâlik ve seyyid kabul etmez.
Mesnevi-i Nuriye - 167
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder