22 Şubat 2025 Cumartesi

PEYGAMBERİMİZİN DUASI

 Fahr-i Kâinat ne istiyor, dinleyelim.

Bak, kendine ve ümmetine saadet-i ebediye istiyor, beka istiyor, Cennet istiyor.

Hem mevcudat âyinelerinde cemallerini gösteren bütün esma-i kudsiye-i İlahiye ile beraber istiyor; o esmadan şefaat taleb ediyor, görüyorsun.

   Eğer, âhiretin hesabsız esbab-ı mûcibesi, delail-i vücudu olmasa idi, yalnız şu zâtın tek duası, baharımızın icadı kadar Hâlık-ı Rahîm'in kudretine hafif gelen şu Cennet'in binasına sebebiyet verecekti.

Demek nasılki o zâtın risaleti, şu dâr-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi,

لَوْلَاكَ لَوْلَاكَ لَمَا خَلَقْتُ الْاَفْلَاكَ

sırrına mazhar oldu; onun gibi, ubudiyeti dahi öteki dâr-ı saadetin açılmasına sebebiyet verdi.

DUA

Peygamberimiz buyuruyor;

Mahşer halkı bana gelir ve: “Ey Muhammed! Sen Allah’ın Resulüsün ve Hâtemü’l-Enbiyasın. Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır. Ne olursun, bizim için Rabb’ine şefaat et. Biz bugün mahvolduk!” derler.

“Ben giderim, Arş’ın altına varırım, Rabbim için secdeye kapanırım! Sonra, Aziz ve Celîl olan Allah bana hamdinden ve güzel senâlarından, benden önce kimseye bildirmediği güzel sözler bildirir. Ben o sözlerle Rabbime yalvarırım.

Ardından: “Yâ Muhammed! Başını kaldır, iste! Sana verilecektir! Şefaat et! Şefaatin kabul olunacaktır!” denir. Ben, başımı kaldırırım da: “Ya Rabbi Ümmetim! Ya Rabbi Ümmetim! Ya Rabbi Ümmetim!” derim.

Bunun üzerine: “Ya Muhammed! Ümmetinden hesabı olmayanları Cennet kapılarından Eymen kapısından Cennete koy.” buyurulur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder