18 Ocak 2025 Cumartesi

İYİSİNİ AL

 İFADE-İ MERAM 

   Bir bahçeye girsem iyisini intihab ederim.

Koparmasından zahmet çeksem hoşlanırım.

Çürüğünü, yetişmemişini görsem "Huz mâ safâ" derim.

Muhatablarımı da öyle arzu ederim.

Derler:

   - Sözlerin iyi anlaşılmıyor?

   Bilirim ki kâh minare başında, kâh kuyu dibinde konuşuyorum.

Neyliyeyim zuhurat öyle.

"Şuâat" ve şu kitabda mütekellim âciz kalbimdir.

Muhatab âsi nefsimdir.

Müstemi' müteharri-i hakikat bir Japondur.

Temaşa eden bunu düşünmeli.

Gayetü'l-gayat olan Marifetullahın bir bürhanı olan marifetü'n-Nebi'yi "Şuâat"ta bir nebze beyan ettik.

Şu risalede maksud-u bizzât olan tevhidin lâyuhad berahininden yalnız dört muazzam bürhanına işaret edeceğiz.

Hem nazar-ı aklîyi hads-i kalbiyle birleştirmek için, melaike ve haşrin bir kısım delailine îma ederek imanın altı rüknünden dördünün birer lem'asını, fehm-i kàsırımla göstermek isterim.

Amentü,

Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allah Teâlâdan geldiğine iman ettim. Ölümden sonra diriliş haktır. Allah'tan başka ilâh olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın resulü olduğuna da şahitlik ederim.

Mesnevi-i Nuriye - 245

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder