DÖRDÜNCÜ KELİME:
لَهُ الْمُلْكُ Yani: Mülk umumen onundur.
Sen, hem onun mülküsün, hem memluküsün, hem mülkünde çalışıyorsun.
Şu kelime, şöyle şifalı bir müjde veriyor ve diyor: Ey insan!
Sen kendini, kendine mâlik sayma.
Çünki sen kendini idare edemezsin, o yük ağırdır.
Kendi başına muhafaza edemezsin, belalardan sakınıp, levazımatını yerine getiremezsin.
Öyle ise beyhude ızdıraba düşüp azab çekme, mülk başkasınındır.
O Mâlik, hem Kadîr'dir, hem Rahîm'dir; kudretine istinad et, rahmetini ittiham etme.
Kederi bırak, keyfini çek.
Zahmeti at, safayı bul. Hem der ki: Manen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîm'in mülküdür.
Mülkü sahibine teslim et, ona bırak.. cefasını değil, safasını çek.
O hem Hakîm'dir, hem Rahîm'dir.
Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, çevirir.
Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi "Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler" de, pencerelerden seyret, içlerine girme.
Mektubat - 224
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder