ALTINCI KELİME:
يُحْي۪ى Yani: Hayatı veren odur.
Ve hayatı rızık ile idame eden de odur.
Ve levazımat-ı hayatı da ihzar eden yine odur.
Ve hayatın âlî gayeleri ona aittir ve mühim neticeleri ona bakar, yüzde doksandokuz meyvesi onundur.
İşte şu kelime; şöyle fâni ve âciz beşere nida eder, müjde verir ve der:
Ey insan!
Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme.
Hayatın fenasını düşünüp, hüzne düşme.
Yalnız dünyevî ehemmiyetsiz meyvelerini görüp dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme.
Belki o sefine-i vücudundaki hayat makinesi, Hayy-ı Kayyum'a aittir.
Masarif ve levazımatını, o tedarik eder.
Ve o hayatın pek kesretli gayeleri ve neticeleri var ve ona aittir.
Sen, o gemide bir dümenci neferisin.
Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak.
O hayat sefinesi, ne kadar kıymetdar olduğunu ve ne kadar güzel faideler verdiğini ve o sefine sahibi zâtın, ne kadar Kerim ve Rahîm olduğunu düşün, mesrur ol ve şükret ve anla ki: Vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netaic; bir cihetle senin defter-i a'maline geçer, sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder, seni ebedî ihya eder.
Mektubat - 225
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder