5 Şubat 2023 Pazar

DÜNYA HAYATI VE SONRASI

 

Gelenleriyle sevindiren, gidenleriyle acılara gark eden bir dünya hayatıdır bizim yaşadığımız. Başka tercihimiz de yok zaten. Madem bu dünyaya geldik, daha doğrusu gönderildik, o zaman yaşantıların en güzelini bulmak için çalışmak zorundayız. Bir günde sahip olduklarımıza o günün sonunda veda etmekten başka tercih hakkımızın bulunmadığı bir hayat yaşamaktayız bu âlemde. Devamlı bu dünyada kalmak için hiçbir şey bize ümit vermemektedir. Kendimizi kandırmak için herhangi bir sebep bulunmamaktadır.

Yarınlar için yeni hazırlıklar yapmamız gerekmektedir her an. Yarınların her haletine hazır olmak, yapılması gereken en doğru yoldur. Bazen gecelerimiz rahat geçmekte, bazen de gecelerin karanlıkları sanki başımıza belâ olmaktadır. Bazen umduklarımızla karşılaşmakta, bazen de hiç ummadığımız hadiseler yolumuza çıkmaktadır.

Yolcuların da yolların da garip olduğu bir memlekette yaşamaya mahkûm olmak mı diyelim buna? Yoksa bilinmezlerden bilinenlerin ortaya çıktığı bir âlem midir bizim yaşadığımız? Aslında hiçbir karmaşanın olmadığı bir âlemdir bulunduğumuz yer. Düzenlilik her yerde görülmekte, faaliyetler en güzel bir ahenkle devam etmektedir.

Karışık olan bizim gerçeklerle az buluşan akıllarımız ve karanlığa sebep olan günahlarla hayat bulmaya çalışan kalplerimizdir. Kafalarımız ve kalplerimizin yanlışları dışındaki her şeyde güzellikler bulunmaktadır. Boşuna doğruların günahlarını almayalım. Yanlışlıklar bizleri yanlış yönlere yönlendiriyorsa bunun hesabını kendimize sormamız gerekmektedir.

Bizleri üzen ölümler, aslında bizleri sevinçlere kavuşturan doğumlar kadar güzeldir. Aslında tedbirler alınırsa, yani insan insan gibi yaşasa ölümler insanları daha güzel memleketlere götürebilmektedir. İman vesikasıyla gidilen ölüm ötesi memleketler, karmakarışık dünya hayatından çok daha güzel hayatlar bahş etmektedir. Onun için ölümler değil, hazırsızlıklar üzmeli insanı.

Hangi insan, dünyaya geldim de bütün sıkıntılarım yok oldu, diyebilir. Oysa kabir istasyonundan yepyeni bir memlekete giden çok insan bir daha geri dönmek istememektedir. Onlar huzur ikliminin tadını çoktan almaya başlamışlardır bile. O halde sadece hayatları mahv eden günahlar için üzülmeli, insanları, ateşine dayanılması mümkün olmayan karanlıklara aday haline getiren küfür haletleri için dövünmeli…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder