21 Ocak 2023 Cumartesi

HEP BİRLİKTE UMUMİ DUA

 EN BÜYÜK GÜNAHKÂR BENİM

Mısır'da müthiş bir kuraklık olmuş ve millet susuzluktan müşkül durumlara düşmüştü. Hatta Nil Nehrinin bile kurumasından korkuluyordu. Halk yağmur duasına çıkmaya karar verdi. Fakat günlerce yağmur duası yapıldığı halde yağmur yağmıyordu. Halktan bir zat, zamanın mânevi reislerinin Zünnün-ü Mısrî Hazretlerinin huzuruna çıkıp: 

    — Ya üstad! Görüyorsun ki, günlerce yağmur duasına çıktığımız halde bir türlü yağmur yağmadı. Bizim duamız kabul olunmuyor, siz bir himmette bulunsanız da yağmur yağsa. Büyüklerin duası her zaman makbuldür, dedi. 

    Kendisinden yağmur duasına çıkması istenen Zünnün Hazretleri Mısır'ı terkedip Medyen'e gitti. Aradan çok geçmeden yağmur da yağmaya başladı. Mısır'a bol miktarda yağmur yağdığını duyan Zünnün Hazretleri geri geldi. 

    Kendisinden neden Mısır'ı terkettiği soruldu. O: 

    — Kötülerin işlediği günahlar yüzünden kurtların, kuşların rızıkları darlaşır, yağmur yağmaz olur, kıtlık başlar. Benden yağmur duasına çıkmam istendi, ben de bu beldede benden daha günahkâr adam yoktur, olsa olsa bu kıtlığa sebep ben olmam lâzım, dedim ve Mısır'i terk ettim, dedi. 

Allah’ım Suyunu Azap Kılma !

Bu günlerde sıra sıra afetlerden dolayı

Bize duâ yakışır. Hem yağmur için, hem afetlerden Allah’a sığınmak için ellerimizi açalım, amin diyelim:

Elhamdülillahi rabbil âlemin. Vessalâtü vesselâmü âlâ seyyidina Muhammedin ve âlâ alihi ve sahbihi ecmain. Allah’ım! 

Hamd ü senalar Sanadır! Şükür ve minnet Sanadır! Salât ve selâm Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) üzerine olsun! Ya Rabbena! Bizler Senin âciz kullarınız! Aff-ı mağfiretine, engin rahmetine, sonsuz lütuf ve ihsanına muhtacız! Sana sığındık.  

Gazabından rahmetine, azabından merhametine, celâlinden cemâline, adaletinden lütf-u keremine sığınıyoruz! Bizi, milletimizi, İslâm milletlerini, gazabından, azabından, celâlinden, gayretinden muhafaza eyle! Rahmetini, lütfunu, keremini yar eyle!

Allah’ım! Bizim hatalarımız, günahlarımız, kusurlarımız, seyyiatımız çoktur! Sana el açacak yüzümüz yoktur! Lâkin Senin affın ve mağfiretin yanında, rahmetin ve lütfun yanında bizim hatalarımız denizde bir damla bile kalmaz! Senin rahmetin her şeyi kuşatmıştır! Bizi rahmetinle kuşat ya Rabbi! 

Allah’ım yağmur ver! Allah’ım topraklarımızı susuz bırakma! Allah’ım dağları, taşları, o dilsiz hayvanları, kuşları, ağaçları, bitkileri susuz bırakma! Allah’ım kullarını, hayvanlarını, canlılarını susuz bırakma! Allah’ım rahmetinle yardım eyle! Rahmetini yar eyle! Allah’ım rahmetinle ölü yerleri dirilt! Ölü yeryüzünü ihya eyle!

Allah’ım! Ateşini nimet kıl; nikmet kılma! Rüzgârını selâmet kıl; azap kılma! Havanı esenlik kıl! kahır kılma! Yağmurunu rahmet kıl; afet kılma! Suyunu ab-ı hayat kıl; azab-ı hayat kılma! Toprağını lütuf kıl; gazap kılma! Tabiatını bütünüyle inayet kıl; felâket kılma!

Çünkü sen bizim, Mevlâ’mızsın!  

Kabul Eyle Allah’ım

Ey âcizlerin sığınağı, ey çaresizlerin çaresi, ey ağlayanların dermanı, ey ümitsizlerin ümidi olan Allah’ım! Dün ormanlarımız yandı, ciğerlerimiz yandı. Dilsiz hayvanlar, böcekler, kuşlar, canlılar yandı. Bu gün yağmurlar afet oldu evlerimizi yıktı, canlarımızı yaktı. Allah’ım! Ateşini azap kılma! Yağmurunu afet kılma! Kurak topraklarımızı yağmurunla suya doyur!   

Hazret-i Nuh tufanını durduran Senin emrin olmuştu. “Ya arzu’blaî mâeki ve ya semai ekliî” (Ey arz suyunu yut, ey sema suyunu tut!) 1 buyurmuştun da, yeryüzü suyunu yutmuştu, gökyüzü suyunu tutmuştu ve afet sona ermişti. 

Hazret-i İbrahim, Nemrut’un ateşine atıldığında; “Ya nâru kûni berden ve selâma” 2 (Ey ateş İbrahim’e serinlik ol, esenlik ol) demiştin de Nemrut’un ateşi İbrahim’i yakmamıştı.

Allah’ım, itiraf edelim ki biz ne Nuh (as) gibi, ne İbrahim (as) gibi Sana hakkıyla kulluk edemedik; Fakat Allah’ım biz de Senin kullarınız, Sen de bizim Rabbimizsin! Sen acımazsan bize kim acır! Sen bizi geri çevirirsen, “Senin kapından başka hangi kapıya gidelim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gidilsin! Senden başka hak Ma’bud yoktur ki ona iltica edilsin! 3

Allah’ım! Her türlü afet ve musîbetten Sana sığınıyor ve Senden yardım bekliyoruz.

Memleketimizin her karış toprağını, taşını, ateş azabından, kuraklık musîbetinden ve sel afetinden koru!  

Hamdimizi, şükrümüzü, duâmızı Sana arz ediyoruz. Kabul eyle Allah’ım! 

Rahmetini, inayetini, lütfunu, keremini, yardımını istiyoruz. Lütfeyle Allah’ım!  

Hatalarımızı, günahlarımızı, isyanlarımızı itiraf ediyoruz. Affeyle Allah’ım!

Vatanımızı, milletimizi, âlem-i İslâm’ı he türlü tehlikelerden muhafaza eyle! Bizi salgından, yangından, selden, kıtlıktan, kuraklıktan, her türlü afetlerden koru! Âcizane, fakat halisane yaptığımız duâlarımızı boş çevirme Allah’ım! 

Salgınla, yangınla, sel ve heyelanla, ağır bir imtihandayız. Merhamet ve şefkatinle acılarımızı dindir ya Rabbi! Afet olmayan bol yağmurlar gönder Allah’ım! 

 Sen her şeye kadirsin. Gücümüzü arttır! Sabrımızı arttır. Cesaretimizi arttır! Tesanüdümüzü arttır! Hizmetimizi arttır! İmkânlarımızı arttır! Yardımını arttır! Afeti sona erdir! Yağmurunu afet olmayacak biçimde yağdır Allah’ım!

Esselâtü vesselâmu aleyke yâ Seyyide’l-evveline ve’l-âhirin Veselâmün ale’l-mürselin velhamdü lillahi Rabbi’l âlemin.

Dipnotlar:

1- Hud Sûresi: 44. 2- Enbiya Sûresi: 69. 3- Lem’alar, s. 227.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder