30 Mayıs 2022 Pazartesi

İKTİSAD HAKKINDA

DÖRDÜNCÜ NÜKTE:

 "İktisad eden, maişetçe aile belasını çekmez" mealinde لَا يَعُولُ مَنِ اقْتَصَدَ hadîs-i şerifi sırrıyla: İktisad eden, maişetçe aile zahmet ve meşakkatini çok çekmez.

Evet iktisad, kat'î bir sebeb-i bereket ve medar-ı hüsn-ü maişet olduğuna o kadar kat'î deliller var ki, hadd ü hesaba gelmez.

Ezcümle: Ben kendi şahsımda gördüğüm ve bana hizmet ve arkadaşlık eden zâtların şehadetleriyle diyorum ki: İktisad vasıtasıyla bazan bire on bereket gördüm ve arkadaşlarım gördüler.

Hattâ dokuz sene -şimdi otuz sene- evvel benimle beraber Burdur'a nefyedilen reislerden bir kısmı, parasızlıktan zillet ve sefalete düşmemekliğim için, zekatlarını bana kabul ettirmeğe çok çalıştılar.

O zengin reislere dedim: "Gerçi param pek azdır; fakat iktisadım var, kanaata alışmışım.

Ben sizden daha zenginim." Mükerrer ve musırrane tekliflerini reddettim.

Cây-ı dikkattir ki: İki sene sonra, bana zekatlarını teklif edenlerin bir kısmı iktisadsızlık yüzünden borçlandılar.

Lillahilhamd onlardan yedi sene sonra, o az para iktisad bereketiyle bana kâfi geldi; benim yüz suyumu döktürmedi, beni halklara arz-ı hâcete mecbur etmedi.

Hayatımın bir düsturu olan "nâstan istiğna" mesleğimi bozmadı.

   Evet iktisad etmeyen, zillete ve manen dilenciliğe ve sefalete düşmeğe namzeddir.

Bu zamanda israfata medar olacak para, çok pahalıdır.

Mukabilinde bazan haysiyet, namus rüşvet alınıyor.

Bazan mukaddesat-ı diniye mukabil alınıyor, sonra menhus bir para veriliyor.

Demek manevî yüz lira zarar ile, maddî yüz paralık bir mal alınır.

Eğer iktisad edip hâcat-ı zaruriyeye iktisar ve ihtisar ve hasretse اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَت۪ينُ

sırrıyla,

وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِى الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا

sarahatiyle; ummadığı tarzda yaşayacak kadar rızkını bulacak.

Çünki şu âyet taahhüd ediyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder