16 Şubat 2022 Çarşamba

DÜNYA KIRILIP KÜSMEYE DEĞER Mİ?

 İnsan yaratılış itibari ile kırılgan bir yapıya sahiptir.En küçük bir olaydan ve basit bir meseleden çabucak mütessir olur üzülür. Belki hiç beklemediği bir durum, ummadığı bir kişiden gelirse kırılır.İnsan bu  şekilde zayıf bir surette yaratılmıştır. Kendisine verilen vücut nimeti, demirden taştan değil et ve kemikten meydana gelmiştir. Bununla birlikte çeşitli  tad ve lezzetleri alabilecek duygular ile techiz edilmiştir.Bu nedenle çabuk etkilenebilen nazik bir vücut yapısı ile kırılmaya üzülmeye müsait bir gönül ve kalp ile süslenmiştir.Maddi cisim bakımından dayanıksız bir yapıya sahip olduğu gibi, manevi duygular yönünden de mukavemet edemeyeceği  sıkıntılar kendisini kuşatmaktadır. Şeytan ve nefis gibi düşmanlarla içiçe yaratılmıştır.İnsan hem zayıf, hem aciz, hem düşmanları çok bir varlık olması hasebiyle, kendisini yaratan Rabbine yönelip kulluk vasıtasıyla imtisal ederek güç kazanır.Maddi manevi düşmanların şerrinden muhafaza olmanın yollarını arar. Allah'a kul olmanın büyük bir nimet olduğunu, acziyet ve muhtaçlık içerisinde ganiyyi mutlakın dergahına iltica ederek yalvarıp onun rızasını kazanmaya çalışır.

Kırılıp üzüldüğü olaylar dünyanın sıkıntılı hayatının bir sonucu olduğunu bilerek üzülmenin ve kırılmanın yersiz olduğunu anlayarak, bundan teselli bulup,bu da geçer ya hu deyip ferahlar.Kırılganlık bir alışkanlık haline gelmişse onu, karşı tarafın da insan olduğunu düşünerek dargınlkların giderilmesine çalışmalıdır ve çalışırsa mesele ve problemleri çözmek daha kolay olur.Bilmeliyiz ki, dünya kırgınlık ve dargınlıklara değen bir meta değildir.Evimizdeki eşimiz  çocuklarımız annemiz babamız, yakın akraba ve  hatta komşularımız bile bizim için bir değer ve imtihan vesilesidir.Bu dünya bir imtihan yeri dünyanın türlü türlü önümüze çıkan olayları bizim manen gelişmemiz için serilmiş engellerdir.Yeter ki, aşmasını bilelim. Bir gün bile kırılıp, darılıp küsmeyi değmeyen basit meseleleri büyüterek eş  çocuklar ana babalarımıza küsüp darılmayalım. Akrabalar ve komşularımıza darılıp kırılırak  aramıza soğukluk girmesine fırsat verip onları terk etmeyelim.Onlar ile aramızı açmaya çalışan başta nefis ve şeytan ile zararlı kimselere fırsat vermeyelim.

Geçer ya hu bunlarda geçer diyerek dünya işlerini kırılmaya mahkum cam parçacıkları bilip hiç ehemmiyet vermeyelim.Ahırete yönelik işler ise, mukavemetli elmaslar hükmündedir.Dünyanın değersiz ve geçici şeylerini kırılıp dağılmaya mahkum cam parçaları bilmeliyiz. sonra da düşünüp onları elmaslara tercih etmek, akıl karı bir iş değildir deyip teselli bulmalıyız.Böyle düşünürsek, aceba hiç birşey ve hiçbir olay kırılıp üzülmemize değer mi?Zira dünya bir meta değil ki bir niza değsin.Koca dünya bu ise dünyanın kıymetsiz değersiz işleri kavga ve didişip kırılıp darılmaya değer mi?

Allah hepimizin yâr ve yardımcısı olsun.Bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden korusun.

R.Özcan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder