29 Temmuz 2021 Perşembe

MEHASİN-İ AHLÂK

 Evet, madem dost ve düşmanın ittifakıyla, zât-ı Ahmediye (a.s.m.) mehâsin-i ahlâkın en yüksek mertebelerine mazhardır. Ve madem bil’ittifak nev-i beşer içinde en meşhur ve mümtaz bir şahsiyettir.

Ve madem, binler mucizâtın delâletiyle ve teşkil ettiği âlem-i İslâmiyetin ve kemâlâtının şehadetiyle ve mübelliğ ve tercüman olduğu Kur’ân-ı Hakîmin hakaikinin tasdikiyle, en mükemmel bir insan-ı kâmil ve bir mürşid-i ekmeldir.

Ve madem semere-i ittibâıyla milyonlar ehl-i kemal, merâtib-i kemâlâtta terakki edip saadet-i dâreyne vâsıl olmuşlardır.

Elbette o zâtın sünneti, harekâtı, iktidâ edilecek en güzel nümunelerdir ve takip edilecek en sağlam rehberlerdir ve düstur ittihaz edilecek en muhkem kanunlardır.

Bahtiyar odur ki, bu ittibâ-ı Sünnette hissesi ziyade ola.

Sünnete ittibâ etmeyen, tembellik ederse hasâret-i azîme, ehemmiyetsiz görürse cinayet-i azîme, tekzibini işmam eden tenkit ise dalâlet-i azîmedir.

İşte böyle bir zâtın ef’al, ahval, akval ve harekâtının herbirisi nev-i beşere birer model hükmüne geçmeye lâyık iken, ona iman eden ve ümmetinden olan gafillerin(Sünnetine ehemmiyet vermeyen veyahut tağyir etmek isteyen) ne kadar bedbaht olduğunu divaneler de anlar.

Evet, Sünnet-i Seniyeye ittiba, mutlaka gayet kıymetdardır. Hususan bid’aların istilâsı zamanında sünnet-i seniyeye ittiba etmek daha ziyade kıymetdardır. Hususan fesad-ı ümmet zamanında Sünnet-i Seniyenin küçük bir adabına müraat etmek, ehemmiyetli bir takvayı ve kuvvetli bir imanı ihsas ediyor.

Doğrudan doğruya Sünnete ittiba etmek, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ı hatıra getiriyor. O ihtardan o hatıra, bir huzur-u İlahî hatırasına inkılab eder.

Hatta en küçük bir muamelede, hatta yemek, içmek ve yatmak âdâbında Sünnet-i Seniyeyi müraat ettiği dakikada, o âdi muamele ve o fıtrî amel, sevablı bir ibadet ve şer’î bir hareket oluyor.

Çünki o âdi hareketiyle Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a ittibaını düşünüyor ve şeriatın bir edebi olduğunu tasavvur eder ve şeriat sahibi o olduğu hatırına gelir. Ve ondan şâri-i hakikî olan Cenab-ı Hakk’a kalbi müteveccih olur, bir nevi huzur ve ibadet kazanır.

İşte bu sırra binaen Sünnet-i Seniyeye ittibaı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredar ve sevabdar yapabilir.

Sünnet-i Seniyyeyi esas tutan, Habibullahın zılli altında makam-ı mahbubiyete mazhardır.

Elhasıl:Muhabbetullah, Sünnet-i Seniyenin ittibaını istilzam edip intac ediyor.Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeye ittibaından hissesi ziyade ola.Veyl o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeyi takdir etmeyip, bid’alara giriyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder