Allah’tan hayırlı bir çocuk istemek için fiilî ve kavli olmak üzere gerekli duâmızı yaparız. Bunun için sebeplere müracaat ederiz. Bu iş için gerekiyorsa doktora gideriz. Tıbbın imkânlarına başvururuz. Gerekiyorsa ve tıp ilmi tavsiye ediyorsa, tıbbın tüp kanalıyla yaptığı çalışmalara da, karı-koca arasında uygulanacak biçimde müracaat ederiz. Fakat bütün bu sebepleri, bir fiilî duâ hâli olarak görür; şifayı ve çocuğu Allah’tan bekleriz. Bu şekilde tevhid ve tevekkül inancımızı zedelemekten de sakınmış oluruz.
***
SEBEPLERE TEŞEBBÜS EDERKEN
Öte yandan, biliyoruz ve iman ediyoruz ki, çocuk Allah’ın takdiri, tasvibi, taksimi ve hikmeti neticesinde ihsan edilir. Çocuğu Allah’tan başka ihsan eden olmaz. Bunun için bize düşen, sebeplere teşebbüs ederken, tevhid ve tevekkül inancımızı sarsmamaktır. Bizim vazifemiz budur. Takdir Yüce Allah’ındır. Sebeplere teşebbüs ederken, sebeplere makam vermeyeceğiz, sebepleri mal sahibi zannetmeyeceğiz, sebepleri ana sebep görmeyeceğiz.
Üstad Said Nursî Hazretleri’ne göre sebepleri şöyle anlamamız gerekir:
1- Sebepler, Allah’ın kudret perdesidir.
2- Sebepler, muradımıza ermek için Cenâb-ı Hakk’ın razı olduğu bir fiilî duâ hâlidir.
O halde sebeplere, imanımızla uyuşmayan, tevhid inancımızla örtüşmeyen bir üçüncü anlam yükleyemeyiz. Yani sebepleri işi temelinden çözen bir merci olarak göremeyiz. Biz hangi tür sebeplere başvurmuş olursak olalım, sonucun yine Allah’ın takdiriyle ve hikmetiyle alınacağını bilmeli ve Allah’ın takdirine teslimiyetimizi korumalıyız.
Bu şekilde tevhid ve tevekkül inancımızı zedelemekten de sakınmış oluruz.
GÜNÜN DUÂSI
Allah’ım! Verdiğini hayırlısıyla ver! Vermediğinde hayırdan bizi uzak kılma! Verdiklerinle rızana uygun amel işlememizi kolaylaştır! Vermediklerine karşı bizi isyandan ve tuğyandan koru! Her halimizde Sana teslim ve tevekkülümüzü ziyade kıl! Âmin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder