Unutmamalıdır ki insan cisim itibariyle her sene değişmekte, her sene başkalaşmakta, her sene vücudunun yapı taşı olan hücrelerini bir yandan atarken, diğer yandan tazelemektedir. Bu bir yok oluş süreci değil, bir yenilenmek ve tazelenmek sürecidir. Yaratılış faaliyetinin devam edişidir. Kudretin insanı ilmek ilmek işlemesi ve yeni hayatlara mazhar kılmasıdır.
Bir gün gelip vücut elbisesi birdenbire ruhumuzdan boşanırsa veya ruhumuz bir et ve kemik kafesten ibaret olan cisim yuvasından çıkar giderse, yani ölüm dediğimiz şey başımıza gelirse biz yok mu olacağız? Fena mı bulacağız?
Cismimizin çürüyüp dağılması bizim de dağılmamız, çürümemiz ve hayatı terk etmemiz demek mi olacak?
Yoksa hayat yeni bir tarz ve yeni bir biçimde devam mı edecek?
ALLAH, EBEDî CENNET HAZIRLAMIŞTIR
İşte Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu sorulara cevap veriyor.
Bediüzzaman mealen diyor ki: Sen bazı yönlerden fenaya gittiğin zaman, Hâlık-ı Rahman-ı Rahîm’in ilminde, yüksek nazarında, bilgisinde yok oluyor değilsin, fena buluyor değilsin.
Allah’ın ilminde ve yüksek nazarında var olman; buna iman etmen ve bunu iman cihetiyle hissetmen, sana varlık ve beka olarak yeter.
Nitekim senin için koca Cenneti hazırlayan O’ndan başkası değildir! Seni yaratan ve seni tanıyan Allah, senin damak tadına, zevk anlayışına ve huzur iklimine uygun şekilde ve senin için ebedî Cenneti hazırlamıştır!
Senin bekan için, ebedî yaşama hasretin için ebedî Cennet yeter! Nitekim Hâlık-ı Rahman-ı Rahîm ezelî ilim, ezelî görüş, sonsuz bilgi, sonsuz rahmet, sonsuz rıfk u şefkat sahibidir.
Bundandır ki, insan için, bütün hücrelerine sinmiş biçimde dayanılmaz ebediyet isteğine ve beka arzusuna karşı, dayanılmaz hicranına karşı, ebedî ve baki Cenneti hazırlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder