29 Haziran 2025 Pazar

BİRİNCİ DÜNYA HARBİ

    Harb-i Umumî'de mağlubiyetimizden dolayı fazla müteessir olduğunuzu görüyoruz diyenlere cevaben:

   Ben kendi elemlerime tahammül ettim; fakat ehl-i İslâmın eleminden gelen teellümat beni ezdi.

Âlem-i İslâma indirilen darbelerin, en evvel kalbime indiğini hissediyorum.

Onun için bu kadar ezildim.

Fakat bir ışık görüyorum ki, o elemlerimi unutturacak inşâallah diyerek tebessüm eylerdi.

   İstanbul'da en büyük ve en ehemmiyetli ve tesirli hizmet-i vataniye ve milliyesinden birisi de "Hutuvat-ı Sitte" adlı eseriyle gaddar zalimlerin yüzlerine tükürüp, izzet-i diniyeyi ve şeref-i İslâmiyeyi muhafaza etmesidir.

İstanbul'un yabancılar tarafından işgali sıralarında, İngiliz Anglikan Kilisesi'nin Meşihat-ı İslâmiye'den sorduğu altı sualine, altı tükürük manasında verdiği makul ve sert cevabları, onun derece-i cesaret ve kemalât ve şecaatını fiilen göstermektedir.

"Hutuvat-ı Sitte"yi neşrettiği zaman, Çanakkale'de muharebe oluyordu.

İstanbul'un işgalini müteakib İngiliz Başkumandanı'na bu eser gösterilir ve Bedîüzzaman'ın bütün kuvvetiyle aleyhte bulunduğu kendisine ihbar edilir.

O cebbar kumandan, i'dam kararıyla vücudunu ortadan kaldırmak istedi ise de; fakat kendisine, Bedîüzzaman i'dam edilirse bütün Şarkî Anadolu İngiliz'e ebediyen adavet edeceği ve aşiretler her ne pahasına olursa olsun isyan edecekleri söylenmesi üzerine bir şey yapamaz.

Tarihçe-i Hayat - 137

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder