Ey esbab-perest gafil!
Esbab, bir perdedir.
Çünkü izzet ve azamet öyle ister.
Fakat iş gören, kudret-i Samedaniyedir.
Çünkü tevhid ve celal öyle ister ve istiklali iktiza eder.
Sultan-ı Ezelî'nin memurları, saltanat-ı rububiyetin icraatçıları değillerdir.
Belki o saltanatın dellâllarıdırlar ve o rububiyetin temaşager nâzırlarıdırlar.
Ve o memurlar, o vasıtalar; kudretin izzetini, rububiyetin haşmetini izhar içindir.
Tâ umûr-u hasise ile kudretin mübaşereti görünmesin.
Acz-âlûd, fakr-pîşe olan insanî bir sultan gibi acz ve ihtiyaç için memurları şerik-i saltanat etmiş değildir.
Demek esbab vaz'edilmiş, tâ aklın nazar-ı zahirîsine karşı kudretin izzeti muhafaza edilsin.
Zira âyinenin iki vechi gibi her şeyin bir "mülk" ciheti var ki âyinenin mülevven yüzüne benzer.
Muhtelif renklere ve hâlâta medar olabilir.
Biri "melekût"tur ki âyinenin parlak yüzüne benzer.
Mülk ve zahir vechinde, kudret-i Samedaniyenin izzetine ve kemaline münafî hâlât vardır.
Esbab, o hâlâta hem merci hem medar olmak için vaz'edilmişler.
Fakat melekûtiyet ve hakikat canibinde her şey şeffaftır, güzeldir.
Kudretin bizzat mübaşeretine münasiptir, izzetine münafî değildir.
Onun için esbab sırf zahirîdir, melekûtiyette ve hakikatte tesir-i hakikileri yoktur.
Hem esbab-ı zahiriyenin diğer bir hikmeti şudur ki haksız şekvaları ve bâtıl itirazları Âdil-i Mutlak'a tevcih etmemek için o şekvalara, o itirazlara hedef olacak esbab vaz'edilmiştir.
Çünkü kusur onlardan çıkıyor, onların kabiliyetsizliğinden ileri geliyor.
Bu sırra bir misal-i latîf suretinde bir temsil-i manevî rivayet ediliyor ki:
Hazret-i Azrail aleyhisselâm, Cenab-ı Hakk'a demiş ki: "Kabz-ı ervah vazifesinde senin ibadın benden şekva edecekler, benden küsecekler." Cenab-ı Hak lisan-ı hikmetle ona demiş ki: "Seninle ibadımın ortasında musibetler, hastalıklar perdesini bırakacağım.
Tâ şekvaları onlara gidip senden küsmesinler."
İşte bak, nasıl hastalıklar perdedir; ecelde tevehhüm olunan fenalıklara mercidirler ve kabz-ı ervahta hakikat olarak olan hikmet ve güzellik, Azrail aleyhisselâmın vazifesine mütealliktir.
Öyle de Hazret-i Azrail dahi bir perdedir.
Kabz-ı ervahta zahiren merhametsiz görünen ve rahmetin kemaline münasip düşmeyen bazı hâlâta merci olmak için o memuriyete bir nâzır ve kudret-i İlahiyeye bir perdedir.
Evet, izzet ve azamet ister ki esbab perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında.
Tevhid ve celal ister ki esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikiden.
Sözler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder