Sekizinci Misal:
Sahih-i Tirmizî nakl-i sahih ile Hazret-i İbn-i Abbas'tan haber veriyorlar ki: İbn-i Abbas dedi ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bir a'rabîye ferman etti:
اَرَاَيْتَ اِنْ دَعَوْتُ هٰذَا الْعِذْقَ مِنْ هٰذِهِ النَّخْلَةِ اَتَشْهَدُ اَنّ۪ى رَسُولُ اللّٰهِ؟
"Ben, bu ağacın şu dalını çağırsam, yanıma gelse, iman edecek misin?" "Evet" dedi.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm çağırdı.
O urcun, ağacının başından kopup, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanına atladı, geldi.
Sonra emretti, yine yerine gitti.
İşte bu sekiz misal gibi çok misaller var; çok tarîklerle nakledilmişler.
Malûmdur ki; yedi-sekiz urgan toplansa, kuvvetli bir halat olur.
Binaenaleyh şu en meşhur sıddıkîn-ı sahabeden, böyle müteaddid tarîklerle ihbar edilen şu mu'cize-i şeceriye, elbette tevatür-ü manevî kuvvetindedir; belki tevatür-ü hakikîdir.
Zâten Sahabeden sonra Tâbiînin eline geçtiği vakit, tevatür suretini alır.
Hususan Buharî, Müslim, İbn-i Hibban, Tirmizî gibi kütüb-ü sahiha; tâ zaman-ı sahabeye kadar, o yolu o kadar sağlam yapmışlar ve tutmuşlar ki, meselâ Buharî'de görmek, aynı sahabeden işitmek gibidir.
Acaba o Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'a ağaçlar, -misallerde göründüğü gibi- onu tanıyıp, risaletini tasdik edip, ona selâm ederek ziyaret edip, emirlerini dinleyerek itaat ettiği halde, kendilerine insan diyen bir kısım camid, akılsız mahluklar; onu tanımazsa, iman etmezse, kuru ağaçtan çok edna, odun parçası gibi ehemmiyetsiz, kıymetsiz olarak ateşe lâyık olmaz mı?
Mektubat - 128
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder