Ey insan!
Aklını başına al.
Hiç mümkün müdür ki: Bütün enva'-ı mahlukatı sana müteveccihen muavenet ellerini uzattıran ve senin hâcetlerine "Lebbeyk!" dedirten Zât-ı Zülcelal seni bilmesin, tanımasın, görmesin?
Madem seni biliyor, rahmetiyle bildiğini bildiriyor.
Sen de onu bil, hürmetle bildiğini bildir ve kat'iyyen anla ki: Senin gibi zaîf-i mutlak, âciz-i mutlak, fakir-i mutlak, fâni, küçük bir mahluka koca kâinatı musahhar etmek ve onun imdadına göndermek; elbette hikmet ve inayet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat-i rahmettir.
Elbette böyle bir rahmet, senden küllî ve hâlis bir şükür ve ciddî ve safî bir hürmet ister.
İşte o hâlis şükrün ve o safî hürmetin tercümanı ve unvanı olan "Bismillahirrahmanirrahîm"i de.
O rahmetin vusulüne vesile ve o Rahman'ın dergâhında şefaatçı yap.
Sözler - 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder