اٰم۪ينَ dir.
Buna kısacık bir işaret:
Madem نَعْبُدُ نَسْتَع۪ينُ deki "nun" üç cemaat-i azîmeyi, bilhâssa âlem-i İslâm câmiindeki muvahhidîn cemaatini, hususan o vakit namazda bulunan milyonlar cemaatini bize gösterip bizi içlerinde bulunduruyor ve dualarına ve söylediğimizi aynen söylemeleriyle tasdiklerine ve bir nevi şefaatlerine hissedar olmamıza yol açıyor; biz dahi bu "Âmîn" kelimesiyle, o cemaat-i muvahhidîn ve musallînin dualarına yardım ve davalarına tasdik ve şefaatlerinin ve istianelerinin makbuliyetine o "Âmîn" ile bir rica etmemizle, bizim cüz'î ubudiyet ve dua ve davamızı küllî, geniş bir ubudiyete çevirip, küllî, umumî rububiyete mukabele ettirir.
Demek uhuvvet-i imaniye ve vahdet-i İslâmiye sırrıyla, her namaz vaktinde âlem-i İslâm mescidinde milyonlarla efradı bulunan bir cemaatin rabıta-i vahdet itibariyle ve manevî radyolar vasıtasıyla Fatiha'daki "Âmîn" külliyet kesbeder, milyonlarla "Âmîn"ler hükmüne geçebilir.
Şualar - 618
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder