19 Ocak 2025 Pazar

BİR HATIRA

 OKUL YILLARIM;

İlkokula Fetullah Mahallesi'nde bulunan Cumhuriyet okulunda başladım.Sene 1960 okula gidiyoruz ama defter bulsan kalem bulamazsın kalem alsan silgi alamazsın.Bezden yapılmış bir çanta boynuna asarsın içine kalem, defter, ilkokul alfabe kitabı, başka belki de birde silgi korsun..

Okula ilk başladığım günü hiç unutamam. Babam ile birlikte, korka korka zorla gittim.Sınıf arkadaşlarımın çoğunutanımıyorum.Öğretmenim -kel hoca- diye meşhur, Hasan Hüseyin Çalışkan...

İlk gün tanışma ve okulun bölümlerini tanıma ve yerlerimize yerleşme ile geçti.

Mahallemiz İsmet Mahallesi'nde okula birlikte gittiğim komşuların çocukları vardı benim en yakın arkadaşım dayımın oğlu Mustafa Fuat ve onların yakın komşusu, Yusuf Sekili, Ayşe Sarıoğlu ev komşumuz olan teyzemin kızı Nimet,amca çocukları Gülhan, Mehmet ayrıca halamın çocukları Bünyamin ve Durmuş Ali Dost...

Okulumuz; üç mahallenin ortak okulu idi.İsmet,Fetullah ve Çiğilli mahalleleri...Okul müdürümüz Başöğretmen diye bilinen, Hasan Hüseyin Budak okula yazım işi mahalleleri okul müdürü ve öğretmenler dolaşır okul çağındaki çocukları tesbit ederek yazarlardı.

Okula devam ediyoruz ama ben korkuyu bir türlü içimden atamadım.Sebebi öğretmenimizin biraz öfkeli olması.Sınıfta iki yıllık bir arkadaşımız vardı biraz yaramazdı,zaman zaman sınıfta kavga eder ve öğretmeni dinlemezdi.İsmi lakabı ile anılan boncuklunun kara Mustafa.

Birgün yine yaramazlık yaptı öğretmen çok kızdı ve ceza verdi birde seni kulaklarından tavana asarım deyince ben çok korktum.

Ertesi gün okula gitmedim.Evden okula gitmek üzere ayrılıyorum fakat akşama kadar bahçede oturup okul dağıldıktan sonra okuldan eve gelir gibi dönüyorum.

Bu durum bir kaç gün devam etti,sonra babam farkına varmış ertesi gün beni elimden tutarak birlikte okula götürdü.Okula varınca öğretmen beni döver diye korkuyordum.Babam sınıfın kapısını çaldı içeri girdik babam durumu öğretmenimize anlattı öğretmen beni okşadı yerime oturttu ve dediki ben o yaramazlık yapmasın diye o sözü söyledim sen çok uslu ve çalışkansın. Ben okula gelmediğin için seni hasta zannetmiştim artık okula her gün zamanında gel baban şimdi gitsin biz dersimize başlayalım dedi. O yıl sene sonunda sınıfı geçtim.Ertesi sene ikinci sınıfa devam ettim fakat ikinci dönem zatürre olduğum için iki ay devamsızlık sonucu sınıfta kaldım.

İkinci sınıfta iki yıllık olduğum için sınıfta çalışkan bir öğrenci durumuna geldim.Tabi öğretmenim ve arkadaşlarım değişmişti.Yeni öğretmenim çok sevdiğim,Sebahaddin Seyhan o da beni çok seviyor Özcan diye soyadım ile hitap ediyor bu durum benim çok hoşuma gidiyordu.

Günlerden birgün okula ve sonra da sınıfımıza müfettiş geldi ve bize dört işlem ile ilgili bir problem yazmamızı söyledi. Ben hemen yazdım ve okudum müfettişin çok hoşuna gitti ve beni gözlerimden öptü ve dedi ki bundan sonra şu aritmatik kitabındaki problemleri değil arkadaşınızın kurduğu problemleri çözün dedi.Tabi ben çok  sevindim.Öğretmenimize teşekkür etti.

İlkokul yıllarım bundan sonra sevilen bir öğrenci olarak başarılı bir şekilde bitti.Dibloma aldım ve o sene Niğde ilinde yeni açılan İmam Hatip Okulu için sınava girerek kazandım ve 1965-66 yıllarında çok sevdiğim İmam Hatip Okuluna başladım.Oraya gitmemizin en büyük sebebi de Yahyalı ilçemizde Orta okuldan sonra Lisenin bulunmaması idi.Seneler seneleri kovaladı okullar bitti öğretmen olduk o görevde bitti bugün emekli bir eğitimci olarak hayatı yaşamaya devam ediyoruz.Allah hayırlı ömürler nasip etsin...İnşallah hayatımın son anına kadar okumak ve okuduklarımı toplumda paylaşarak faydalı olmaya devam edeceğim.

Rafet Özcan

Emekli Eğitimci


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder