Bir kimse sohbet meclisinden ihtiyacı için çıkar, sonra geri dönerse, önceki yerine oturmaya herkesten ziyade hak sahibidir. Bunun yanında meclise yeni girmiş biri, mecliste boş bulunan yere oturur.
Zira nebevî terbiye sahibi olan sahabe-i kiram, Efendimiz’in huzuruna vardıkları zaman, buldukları boş yere otururlardı.(Ebû Dâvûd, Edeb 14)
Vehb İbnu Huzeyfe(r.a) anlatıyor: Resulullah(a.s.v) buyurdular ki: “Bir kimse ihtiyacı için çıkar, sonra geri dönerse, önceki yerine oturmaya herkesten ziyade öncelikli hak sahibidir.’ (Müslim, Selâm 31)
Sohbet meclislerinde bir araya gelindiğinde, meclis dağılmadan önce, Kur’andan bir aşir(Asr suresi gibi.) veya dua okunması, müstehab görülmüştür.
Taberânî “Evsat”da ve Beyhakî “Şuab”da Ebu Huzeyfe’den rivayet etmişlerdir: “Resulullah’ın ashabından iki kişi birbiriyle karşılaştıklarında biri diğerine Ve’l-Asrı Sûresi’ni okumadan, sonra da biri diğerine selam vermeden ayrılmazlardı.”
Sahabeler, Asr suresini okuyarak, zamanın gidişini ve ömürlerinin geçişini anlayıp düşünerek birbirlerine Hakkı ve sabrı tavsiye etmişler ve Hak Teâlâ’ya tam iman ile salih ameller için muvaffakiyet temennisinde bulunmuşlardır.
İmam Şafii(r.a) şöyle demiştir: “Kur’ân’dan başka hiçbir sûre nazil olmasaydı şu pek kısa sûre(Asr Suresi) bile, insanların dünya ve âhiret mutluluklarını te’mine yeterdi. Bu sûre Kur’ân’ın bütün öğrettiklerini kucaklıyor.”
Herhangi bir beraberlikten sonra, taraflar vedalaşıp ayrıldıklarında, karşılıklı olarak birbirlerine dua etmeleri, sünnetin talimi gereğidir.
Abdullah ibni Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: Resûl-i Ekrem(a.s.v) yolculuğa çıkacak biriyle vedâlaşırken onun elini tutar, o adam elini çekmedikçe Hz.Peygamber de(s.a.v) elini çekmez ve ona şöyle dua ederdi: “Dinini koruman, emanetlerini ifa etmen ve amellerini hayırla sonuçlandırman için seni Allah´a emanet ediyorum.”
Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder