3 Kasım 2024 Pazar

OKUMAK ,ÖĞRENMEK VE KENDİNİ BİLMEK

 Okumak,öğrenmek ve kendini bilmek, insanın gelişiminde ve olgunlaşmasında önemli rol oynayan temel unsurlardır. Bu  kavramlar, birbirini tamamlayan ve bir araya geldiklerinde kişinin hayatına derinlik, anlam ve bilgelik katan süreçleri ifade eder.


1. Okumak: Okumak, bilgiye ulaşmanın en güçlü yollarından biridir. Sadece akademik bilgi değil, farklı bakış açıları, kültürler, hayat deneyimleri ve düşünceler de okumayla kazanılır. Kitaplar, makaleler, şiirler ya da herhangi bir yazılı eser, insanın kendini ve dünyayı daha iyi anlamasına yardımcı olur. Okumak ve öğrenmek, bir yandan insana eleştirel düşünme yetisi kazandırırken, diğer yandan da manevi bir zenginlik sağlar ve yeni şeyler öğrenmesine vesile olur.


2. Kendini Bilmek: Kendini bilmek, insanın kendi yeteneklerini, zaaflarını, güçlü yönlerini, değerlerini ve sınırlarını tanıması anlamına gelir. Kendiyle barışık, kendini tanıyan bir insan, hem çevresine hem de kendi iç dünyasına daha sağlıklı bir şekilde yaklaşabilir. Kendini bilen insan, hayatında karşılaştığı zorluklarla daha bilinçli bir şekilde baş edebilir ve daha dengeli, mutlu bir yaşam sürebilir.


Okuma ile kendini bilme arasındaki bağ oldukça derindir. Okuma, kişiye düşünsel bir derinlik kazandırır, kendisini sorgulama ve geliştirme fırsatı tanır. Bu süreçte insan, başkalarının tecrübelerinden ve fikirlerinden yararlanarak kendi iç dünyasına dair daha net bir bakış açısı kazanabilir.Okumak bireyin kendi kimliğini, değerlerini ve hayatın amacını anlamasında büyük bir rol oynar.


"İLİM İLİM BİLMEKTİR,İLİM KENDİN BİLMEKTİR."


Evet, bu dizeler Yunus Emre'ye aittir ve derin bir anlam taşır:


"İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir.

Sen kendin bilmezsen,

Bu nice okumaktır?"


Yunus Emre burada, ilimin sadece bilgi edinmek veya dış dünyayı anlamak olmadığını, aslında insanın kendini tanıması ve bilmesi gerektiğini vurgular. İlim öğrenmenin ve bilgi sahibi olmanın asıl gayesinin, insanın kendi iç yolculuğunda kendini tanıması, hayatın anlamını kavraması ve doğru yolu bulması olduğunu anlatır.


Yunus, burada ilmin kalbe ve ruha işlemesi gerektiğini, salt bilgi birikiminin yeterli olmadığını ima eder. Yani, eğer bir insan kendini tanımıyorsa ve kendi benliği üzerine düşünmüyorsa, ne kadar bilgi edinirse edinsin, bu bilgilerin gerçek anlamını kavramaktan uzak kalır.


Özellikle günümüz dünyasında, bilgiye ulaşmak çok kolay hale geldi; ancak Yunus Emre'nin bu sözleri, manevi bilgeliğe, kendini tanımaya ve kalbin derinliklerine inmeye işaret ediyor. Sadece zahiri bilgi değil, aynı zamanda manevi farkındalık ve bilgelik de insanın bütünlüğü için gereklidir.

Bediüzzaman Hazretleri  ise,ilim öğrenmenin önemini ve insan ile hayvan arasındaki farkı Sözler isimli eserinde şöyle izah eder;

"Hayvan dünyaya geldiği vakit âdeta başka bir âlemde tekemmül etmiş gibi istidadına göre mükemmel olarak gelir, yani gönderilir.

Ya iki saatte, ya iki günde veya iki ayda, bütün şerait-i hayatiyesini ve kâinatla olan münasebetini ve kavanin-i hayatını öğrenir, meleke sahibi olur.

İnsanın yirmi senede kazandığı iktidar-ı hayatiyeyi ve meleke-i ameliyeyi, yirmi günde serçe ve arı gibi bir hayvan tahsil eder, yani ona ilham olunur.

Demek hayvanın vazife-i asliyesi; taallümle tekemmül etmek değildir ve marifet kesbetmekle terakki etmek değildir ve aczini göstermekle meded istemek, dua etmek değildir.

Belki vazifesi; istidadına göre taammüldür, amel etmektir, ubudiyet-i fiiliyedir.

   İnsan ise dünyaya gelişinde herşeyi öğrenmeye muhtaç ve hayat kanunlarına cahil, hattâ yirmi senede tamamen şerait-i hayatı öğrenemiyor.

Belki âhir-i ömrüne kadar öğrenmeye muhtaç, hem gayet âciz ve zaîf bir surette dünyaya gönderilip bir-iki senede ancak ayağa kalkabiliyor.

Onbeş senede ancak zarar ve menfaatı farkeder.

Hayat-ı beşeriyenin muavenetiyle, ancak menfaatlarını celb ve zararlardan sakınabilir.

Demek ki, insanın vazife-i fıtriyesi; taallümle tekemmüldür, dua ile ubudiyettir."1

Yine Bediüzzaman Hazretleri ,aynı eserin başka bir yerinde,

"Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa, hayvan ve câmid hükmünde insan olmak ihtimali var."2 diyerek insanın kendisini ve kainat kitabını okumasını isteyerek yaratılış maksat ve gayasine dikkat çekmektedir.

Netice olarak şunu söyleyebiliriz, öyle ise insan; "Beşikten mezara kadar ilim tahsil ederek" ve ilim öğrenerek  kendini geliştirmekle mükelleftir.

Rafet Özcan

Dipnot:

1-Sözler - s 31

2-A.g.e - s770

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder