İ'lem Eyyühel-Aziz!
Tohum olacak bir habbenin kalbi, yani içi delindiği zaman, elbette sünbüllenip neşv ü nema bulamaz; ölür gider.
Kezalik ene ile tabir edilen enaniyetin kalbi, Allah Allah zikrinin şuâ ve hararetiyle yanıp delinirse, büyüyüp gafletle firavunlaşamaz.
Ve Hâlık-ı Semavat ve Arz'a isyan edemez.
O zikr-i İlahî sayesinde, ene mahvolur.
İşte Nakşibendîler, zikir hususunda ittihaz ettikleri zikr-i hafî sayesinde kalbin fethiyle, ene ve enaniyet mikrobunu öldürmeğe ve şeytanın emirberi olan nefs-i emmarenin başını kırmağa muvaffak olmuşlardır.
Kezalik Kàdirîler de zikr-i cehrî sayesinde tabiat tağutlarını târumâr etmişlerdir.
Mesnevi-i Nuriye - 103
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder