15 Temmuz 2024 Pazartesi

DELİLİKTEN VELİLİĞE

Her gün seher vakti kalkar, Bediüzzaman'ın evine giderdi. Onun sobasını yakar, evini süpürür, varsa hizmetlerini görürdü Emin Bey...


Yine böyle güzel bir hizmetin neşesiyle, seher vakti kalktı, Bediüzzaman'ın mütevazi evine geldi. Tam kapıyı açacağı sırada, kapı önünde bir karartı gördü.


Biraz daha yaklaştı, iyice baktı, bu karartının bir insan olduğunu fark etti.


İki büklüm yere yığılmış, bir elini de kapının eşiğine atmış, kendinden geçmiş bir halde yatıyordu.


Bu, Deli Mümin'den başkası değildi. Kastamonu'nun efelerinden Deli Mümin...


İri yarı, çam yarması gibi, korkunç bir eşkiya idi bu adam...


Kastamonu halkının, şerrine bulaşmamak için gölgesinden kaçtığı bir katil... 


Onun için içki, kumar, soygun, adam öldürme gayet sıradan şeyler, günlük meşgaleler sınıfındandı. 


Deli Mümin'i gayet iyi tanıyan Emin Bey, ne yapacağını şaşırdı. Hayretler içinde kalmıştı.

Bu adamın Bediüzzaman'ın kapısında ne işi vardı? 


Başka gidecek yer bulamamış mıydı? 


Kolundan tuttu, kaldırmaya çalıştı. Bir yandan da konuşmaya çalışıyordu: 


"Ne arıyorsun burada?" 


Deli Mümin'den ses çıkmadı. 


"Yine içmişsin... Kimin kapısında, kimin eşiğinde olduğunu biliyor musun sen!" 


Deli Mümin gözlerini hafiften aralayıverdi. Yavaş yavaş kendine geliyordu. 


Emin Beyin yardımıyla doğruldu. Sırtını evin duvarına dayadı. Yerden destek alarak düşmeden durmaya çalıştı. 


İnleyen ve yalvaran bir sesle: 


"Ben tövbe ettim! Bana dua edin! Beni talebeliğe kabul edin!..." 


Deli Mümin nerede ve hangi makamda olduğunu biliyordu. Kimin eşiğine vardığının da... 

Emin Bey, gün görmüş birisiydi. Meseleyi anlamakta zorluk çekmedi. Hemen Bediüzzaman'ın yanına koştu. Olanları bir solukta anlattı. 


Bediüzzaman, "Belî kardeşim, belî" dedi. 


Bu, "tamam" demekti. 


Bediüzzaman, birkaç gün önce, çarşıda ona dikkatli bir şekilde bakmış, Deli Mümin bu bakışın etkisinden günlerce kurtulamamıştı. 

Ve bu sabah... 


Deli Mümin, "Veli Mümin" olmuştu. 

(Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder