İnsan yaratılış itibari ile çeşitli kabiliyetlerle donatılmış farklı farklı özellikler taşımaktadır.Hiç bir insan kişilik ve kabiliyetler açısından birbirine benzemez.Tek yumurta ikizleri dahi kişilik ve yetenekler açısından farklılık arzeder.Onun için dünya işlerinde başarı kişileri istidatları yönünde isdihtam ederek elde edilir yani kişi başarılı olduğu alanda görevlendirilmelidir.Salih olan kişi liyakatli olmadığı bir işe talip olmaması gerektiği gibi bilip anlamadığı bir işe görevlendirmekte hem o insana hem de ülkeye verilecek en büyük zarardır. Bu nedenle adama iş değil işe adam prensibiyle hareket eden kurum ve kurluşlar başarı ve kalkınmayı elde ederek ayakta kalır.
Çevremize bir göz attığımız da işinin ehli olan kimseler başarılı olmakta ve hem kendi hem çalıştığı kuruluş başarılı olarak mutlu bir hayat sürmektedir.
Bu durum ülke yönetiminde de aynıdır.Kurum ve kurluşların başarısı liyakat ve işin ehli olanların isdihdamına bağlıdır.Tek adam otoriter sistemi ile yönetilen devletler ve devlet kuruluşları ileride sıkıntı yaşamaktadır. Otoriter yönetim biçimi ile bir müddet ayakta kalsa bile uzun ömürlü olmamaktadır.Reyi vahid istibdattır.Tek adamın tek düşüncesi ve tek görüşü zulme kapı açar.
Senelerce tek parti, tek adam ile yönetilen ülkelerin durumu ortada.Kişiler otoriterleşip milleti köleleştirmişler.Nice istidat ve kabiliyetler baskı ve otorite neticesi yok olmuştur.
Tek adam ise, kendisi herşeyden anlayan bir despot olarak başa bela olmuştur.İşte ülkemizin Cumhuriyet dönemindeki 1950 öncesi hali ortada. Demokrasi ye ve çok Partili sisteme geçene kadarki yıllarda yaşanan ekenomik ve siyasi durum.Hem zulüm, hem baskı hem de tek tiplilik ve otoriterlik sonucu inançsızlık ve küfre giden yol. Baştakilerin insanları kendilerine boyun eğdirip köleleştirdikleri haller.Rantçılık, tabiatçılık, maddecilik ve deizme giden yol.Başıboşluk dönemi.Baştakilerin kendilerini güçlü görmeleri ya da öyle görülmeye başlanması.Sonra da ülkenin borç bataklığına sokularak iflası...
KEMALİZM'DEN, ERDOĞANİZM'E...!
Senelerce Kemalizmden kurtulmaya çalışırken ne yazık ki millet daha beter bir belaya uğradı. Önce Özalizm,şimdi de Erdoğanizm.Tıpkı yağmurdan kaçarken doluya tutulan insan gibi.Bir otoriterden kurtulmuş başka bir despot fecerelere boyun eğmiştir. Tek adamlar her dönem başa bela olmuşlar ve halkı inim inim inletmşler. Ne yazzık ki millet, Yirmi küsür senedir de bu zulmü çekmek zorunda kalmıştır.Yani bir ateist zalimden kurtulup başka bir günahkarın esiri haline gelmiştir.Allah bu milleti keferelerin ve fecerelerin şerrinden korusun. Günümüz münafık fecerelerinin elinden de en kısa zamanda kurtarsın.
Kurtulmanın yolu ise, demokrasinin ve hür iradenin aracı olan, sandıktan geçer. "Yeter artık söz milletin diyelim". Haydi hayırlısı inşallah istenilen olur demokrasi yerleşir,hak hukuk ve adalet güç kazanır.
Rafet Özcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder