3 Mayıs 2024 Cuma

RIZA-YI İLAHİYİ KAZANMAK

    Ey sevaba hırslı ve a'mal-i uhreviyeye kanaatsız insan!

Bazı Peygamberler gelmişler ki, mahdud birkaç kişiden başka ittiba edenler olmadığı halde, yine o peygamberlik vazife-i kudsiyesinin hadsiz ücretini almışlar.

Demek hüner, kesret-i etba' ile değildir.

Belki hüner, rıza-yı İlahîyi kazanmakladır.

Sen neci oluyorsun ki, böyle hırs ile "Herkes beni dinlesin" diye vazifeni unutup, vazife-i İlahiyeye karışıyorsun?

Kabul ettirmek, senin etrafına halkı toplamak Cenab-ı Hakk'ın vazifesidir.

Vazifeni yap, Allah'ın vazifesine karışma.

Hem hak ve hakikatı dinleyen ve söyleyene sevab kazandıranlar, yalnız insanlar değildir.

Cenab-ı Hakk'ın zîşuur mahlukları ve ruhanîleri ve melaikeleri kâinatı doldurmuş, her tarafı şenlendirmişler.

Madem çok sevab istersin, ihlası esas tut ve yalnız rıza-yı İlahîyi düşün.

Tâ ki senin ağzından çıkan mübarek kelimelerin havadaki efradları; ihlas ile ve niyet-i sadıka ile hayatlansın, canlansın, hadsiz zîşuurun kulaklarına gidip onları nurlandırsın, sana da sevab kazandırsın.

Çünki meselâ sen "ELHAMDÜLİLLAH" dedin; bu kelâm, milyonlarla büyük küçük "ELHAMDÜLİLLAH" kelimeleri, havada izn-i İlahî ile yazılır.

Nakkaş-ı Hakîm abes ve israf yapmadığı için, o kesretli mübarek kelimeleri dinleyecek kadar hadsiz kulakları halketmiş.

Eğer ihlas ile, niyet-i sadıka ile o havadaki kelimeler hayatlansalar, lezzetli birer meyve gibi ruhanîlerin kulaklarına girer.

Eğer rıza-yı İlahî ve ihlas o havadaki kelimelere hayat vermezse, dinlenilmez; sevab da yalnız ağızdaki kelimeye münhasır kalır.

Seslerinin ziyade güzel olmadığından, dinleyenlerin azlığından sıkılan hâfızların kulakları çınlasın!..

Lemalar - 152

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder