1 Mart 2024 Cuma

ZİYARETÇİLER

    Malûm olsun ki: Bizi ziyaret eden, ya hayat-ı dünyeviye cihetinde gelir; o kapı kapalıdır.

Veya hayat-ı uhreviye cihetinde gelir.

O cihette iki kapı var: Ya şahsımı mübarek ve makam sahibi zannedip gelir, o kapı dahi kapalıdır.

Çünkü ben kendimi beğenmiyorum, beni beğenenleri de beğenmiyorum.

Cenab-ı Hakk'a çok şükür, beni kendime beğendirmemiş.

İkinci cihet, sırf Kur'an-ı Hakîm'in dellâlı olduğum cihetledir.

Bu kapıdan girenleri, ale'r-re'si ve'l-ayn kabul ediyorum.

   Onlar da üç tarzda olur: Ya dost olur ya kardeş olur ya talebe olur.

   Dostun hâssası ve şartı budur ki: Kat'iyen, Sözler'e ve envar-ı Kur'aniyeye dair olan hizmetimize ciddi taraftar olsun; ve haksızlığa ve bid'alara ve dalalete kalben taraftar olmasın, kendine de istifadeye çalışsın.    Kardeşin hâssası ve şartı şudur ki: Hakiki olarak Sözler'in neşrine ciddi çalışmakla beraber, beş farz namazını eda etmek, yedi kebairi işlememektir.

   Talebeliğin hâssası ve şartı şudur ki: Sözler'i kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini, onun neşir ve hizmeti bilsin.

   İşte şu üç tabaka benim üç şahsiyetimle alâkadardır.

Dost, benim şahsî ve zatî şahsiyetimle münasebettar olur.

Kardeş, abdiyetim ve ubudiyet noktasındaki şahsiyetimle alâkadar olur.

Talebe ise Kur'an-ı Hakîm'in dellâlı cihetinde ve hocalık vazifesindeki şahsiyetimle münasebettardır.

   Şu görüşmenin de üç meyvesi var:

   Birincisi: Dellâllık itibarıyla mücevherat-ı Kur'aniyeyi benden veya Sözlerden ders almak.

Velev bir ders de olsa.

   İkincisi: İbadet itibarıyla uhrevî kazancıma hissedar olur.

   Üçüncüsü: Beraber dergâh-ı İlahiyeye müteveccih olup rabt-ı kalp ederek, Kur'an-ı Hakîm'in hizmetinde el ele verip tevfik ve hidayet istemek.

   Eğer talebe ise her sabah mütemadiyen ismiyle, bazen hayaliyle dahi yanımda hazır olur, hissedar olur.

   Eğer kardeş ise birkaç defa hususi ismiyle ve suretiyle dua ve kazancımda hazır olup hissedar olur.

Sonra umum ihvanlar içinde dâhil olup rahmet-i İlahiyeye teslim ediyorum ki dua vaktinde "ihvetî ve ihvanî" dediğim vakit onlar içinde bulunur.

Ben bilmezsem rahmet-i İlahiye onları biliyor ve görüyor.

   Eğer dost ise ve feraizi kılar ve kebairi terk ederse umumiyet-i ihvan itibarıyla duamda dâhildir.

   Bu üç tabaka dahi beni manevî dua ve kazançlarında dâhil etmek şarttır.

اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مَنْ قَالَ ‌ـ﴿اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ الْمَرْصُوصِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا‌ـ﴾ 

Mektubat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder