İ'lem Eyyühel-Aziz!
İnsan bir yolcudur.
Sabavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder.
Her iki hayatın levazımatı, Mâlikü'l-Mülk tarafından verilmiştir.
Fakat o levazımatı, cehlinden dolayı tamamen bu hayat-ı fâniyeye sarfediyor.
Halbuki, o levazımattan lâekal onda biri dünyevî hayata, dokuzu hayat-ı bâkiyeye sarfetmek gerektir.
Acaba birkaç memleketi gezmek için hükûmetten yirmidört lira harcırah alan bir memur, ilk dâhil olduğu memlekette yirmiüç lirayı sarfederse, öteki yerlerde ne yapacaktır?
Hükûmete ne cevab verecektir?
Böyle yapan kendisine akıllı diyebilir mi?
Binaenaleyh Cenab-ı Hak her iki hayat levazımatını elde etmek için yirmidört saatlik bir vakit vermiştir.
Çoğunu aza, azını çoğa vermek suretiyle, yirmiüç saat kısa ve fâni olan dünya hayatına, hiç olmazsa bir saatı da beş namaza ve bâki ve sonsuz uhrevî hayata sarfetmek lâzımdır ki dünyada paşa, âhirette geda olmasın!
Mesnevi-i Nuriye - 223
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder