9 Mart 2024 Cumartesi

ACİZ İNSAN

    Evet insan, nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde; sermayesi hiç hükmünde...

Hem nihayetsiz musibetlere maruz olduğu halde; iktidarı, hiç hükmünde bir şey...

Âdeta sermaye ve iktidarının dairesi, eli nereye yetişirse o kadardır.

Fakat emelleri, arzuları ve elemleri ve belaları ise; dairesi, gözü, hayali nereye yetişirse ve gidinceye kadar geniştir.

Bu derece âciz ve zaîf, fakir ve muhtaç olan ruh-u beşere ibadet, tevekkül, tevhid, teslim; ne kadar azîm bir kâr, bir saadet, bir nimet olduğunu, bütün bütün kör olmayan görür, derk eder.

Malûmdur ki: Zararsız yol, zararlı yola -velev on ihtimalden bir ihtimal ile olsa- tercih edilir.

Halbuki mes'elemiz olan ubudiyet yolu, zararsız olmakla beraber ondan dokuz ihtimal ile bir saadet-i ebediye hazinesi vardır.

Fısk ve sefahet yolu ise; -hattâ fâsıkın itirafıyla dahi- menfaatsiz olduğu halde, ondan dokuz ihtimal ile şekavet-i ebediye helâketi bulunduğu; icma ve tevatür derecesinde hadsiz ehl-i ihtisasın ve müşahedenin şehadetiyle sabittir.

Ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbaratıyla muhakkaktır.

   Elhasıl: Âhiret gibi, dünya saadeti dahi, ibadette ve Allah'a asker olmaktadır.

Öyle ise, biz daima

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلَى الطَّاعَةِ وَالتَّوْف۪يقِ

demeliyiz.

Ve müslüman olduğumuza şükretmeliyiz.

Sözler - 19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder