Bekayı isteyen kalb-i insanî bir sene visalde, yalnız bir sâniyecikte ancak zerre gibi bir zevkini alabilir.
Firak ise sâniyesi bir sene değil, senelerdir.
Çünki firakın meydanı geniştir.
Bekayı isteyen bir kalbe, firak çendan bir sâniye de olsa, seneler kadar tahribat yapar.
Çünki hadsiz firakları ihtar eder.
Maddî ve süflî muhabbetler için bütün mazi ve müstakbel, firakla doludur.
Şu mes'ele münasebetiyle deriz: Ey insanlar!
Fâni, kısa, faidesiz ömrünüzü; bâki, uzun, faideli, meyvedar yapmak ister misiniz?
Madem istemek insaniyetin iktizasıdır, Bâki-i Hakikî'nin yoluna sarfediniz.
Çünki Bâki'ye müteveccih olan şey, bekanın cilvesine mazhar olur.
Madem her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekaya âşıktır ve madem bu fâni ömrü, bâki ömre tebdil eden bir çare var ve manen çok uzun bir ömür hükmüne geçirmek mümkündür.
Elbette insaniyeti sukut etmemiş bir insan, o çareyi arayacak ve o imkânı bilfiile çevirmeye çalışacak ve tevfik-i hareket edecek.
İşte o çare budur: Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız.
"Lillah, livechillah, lieclillah" rızası dairesinde hareket ediniz.
O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.
Lemalar - 17
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder