BEŞİNCİ NÜKTE:
Üç mes'eledir.
Birinci Mes'ele:
Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir.
Musibet-i diniyeden her vakit dergâh-ı İlahiyeye iltica edip feryad etmek gerektir.
Fakat dinî olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler.
Bir kısmı ihtar-ı Rahmanîdir.
Nasılki çoban, gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına taş atıp, onlar o taştan hissederler ki: Zararlı işten kurtarmak için bir ihtardır, memnunane dönerler.
Öyle de çok zahirî musibetler var ki; İlahî birer ihtar, birer ikazdır ve bir kısmı keffaretü'z-zünubdur ve bir kısmı gafleti dağıtıp, beşerî olan aczini ve za'fını bildirerek bir nevi huzur vermektir.
Musibetin hastalık olan nev'i, sâbıkan geçtiği gibi o kısım, musibet değil, belki bir iltifat-ı Rabbanîdir, bir tathirdir.
Rivayette vardır ki: "Ermiş bir ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşüyor, sıtmanın titremesinden günahlar öyle dökülüyor."
Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm münacatında istirahat-i nefsi için dua etmemiş, belki zikr-i lisanî ve tefekkür-ü kalbîye mani olduğu zaman ubudiyet için şifa taleb eylemiş.
Biz, o münacat ile -birinci maksadımız- günahlardan gelen manevî ruhî yaralarımızın şifasını niyet etmeliyiz.
Maddî hastalıklar için ubudiyete mani' olduğu zaman iltica edebiliriz.
Fakat mu'terizane, müştekiyane bir surette değil, belki mütezellilane ve istimdadkârane iltica edilmeli.
Madem onun rububiyetine razıyız, o rububiyeti noktasında verdiği şeye rıza lâzım.
Kaza ve kaderine itirazı işmam eder bir tarzda "Ah!
Of!" edip şekva etmek; bir nevi kaderi tenkiddir, rahîmiyetini ittihamdır.
Kaderi tenkid eden, başını örse vurur kırar.
Rahmeti ittiham eden, rahmetten mahrum kalır.
Kırılmış el ile intikam almak için o eli istimal etmek, nasıl kırılmasını tezyid ediyor.
Öyle de: Musibete giriftar olan adam, itirazkârane şekva ve merakla onu karşılamak, musibeti ikileştiriyor.
Lemalar - 11
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder