7 Aralık 2023 Perşembe

SÜNNETE UYMAYA EMİR VAR

 "Size iki şey bırakıyorum.

Onlara temessük etseniz, necat bulursunuz.

Biri: Kitabullah, biri: Âl-i Beytim." Çünki Sünnet-i Seniyenin menbaı ve muhafızı ve her cihetle iltizam etmesiyle mükellef olan Âl-i Beyttir.

   İşte bu sırra binaendir ki; Kitab ve Sünnete ittiba unvanıyla bu hakikat-i hadîsiye bildirilmiştir.

Demek Âl-i Beytten, vazife-i risaletçe muradı: Sünnet-i Seniyesidir.

Sünnet-i Seniyeye ittibaı terkeden, hakikî Âl-i Beytten olmadığı gibi, Âl-i Beyte hakikî dost da olamaz.

   Hem ümmetini Âl-i Beytin etrafında toplamak arzusunun sırrı şudur ki: Zaman geçtikçe Âl-i Beyt çok tekessür edeceğini izn-i İlahî ile bilmiş ve İslâmiyet za'fa düşeceğini anlamış.

O halde gayet kuvvetli ve kesretli bir cemaat-i mütesanide lâzım ki, Âlem-i İslâmın terakkiyat-ı maneviyesinde medar ve merkez olabilsin.

İzn-i İlahî ile düşünmüş ve ümmetini Âl-i Beyti etrafına toplamasını arzu etmiş.

Evet Âl-i Beytin efradı ise, itikad ve iman hususunda sairlerden çok ileri olmasa da, yine teslim, iltizam ve tarafgirlikte çok ileridedirler.

Çünki İslâmiyete fıtraten, neslen ve cibilliyeten tarafdardırlar.

Cibillî tarafdarlık zaîf ve şansız, hattâ haksız da olsa bırakılmaz.

Nerede kaldı ki, gayet kuvvetli, gayet hakikatlı, gayet şanlı, bütün silsile-i ecdadı bağlandığı ve şeref kazandığı ve canlarını feda ettikleri bir hakikata tarafdarlık, ne kadar esaslı ve fıtrî olduğunu bilbedahe hisseden bir zât, hiç tarafdarlığı bırakır mı?

Ehl-i Beyt, işte bu şiddet-i iltizam ve fıtrî İslâmiyet cihetiyle Din-i İslâm lehinde edna bir emareyi, kuvvetli bir bürhan gibi kabul eder.

Çünki fıtrî tarafdardır.

Başkası ise, kuvvetli bir bürhan ile sonra iltizam eder.

Lemalar - 21

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder