Bilirsin ki, iki elif ayrı ayrı olsa iki kıymeti var.
Bir çizgi üstünde omuz omuza verse, onbir kıymet aldığı gibi, senin tesirli nasihatınla ihzar ettiğin hizmet-i imaniye tek başıyla kalsa, şimdiki tehacümat-ı müttehideye karşı dayanması çok müşkil.
Eğer Risale-i Nur'un hizmetine iltihak etse, o iki elif gibi onbir, belki yüzonbir kıymetinde ve kuvvetinde olacak ve karşıdaki ittifak etmiş dalaletlere karşı dayanacak.
Bu zaman ehl-i hakikat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değil.
Zaman, cemaat zamanıdır.
Cemaatten çıkan bir şahs-ı manevî hükmeder ve dayanabilir.
Büyük bir havuza sahib olmak için bir buz parçası hükmündeki enaniyet ve şahsiyetini, o havuza atmaktır ve eritmek gerektir.
Yoksa o buz parçası erir, zayi' olur; o havuzdan da istifade edilmez.
Hem mûcib-i taaccüb, hem medar-ı teessüftür ki; ehl-i hak ve hakikat, ittifaktaki fevkalâde kuvveti ihtilaf ile zayi' ettikleri halde; ehl-i nifak ve ehl-i dalalet, meşreblerine zıd olduğu halde, ittifaktaki ehemmiyetli kuvveti elde etmek için ittifak ediyorlar.
Yüzde on iken, doksan ehl-i hakikatı mağlub ediyorlar.
Kastamonu - 143
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder