İşte Zât-ı Hayy-ı Kayyum, insanı bütün kâinata bir merkez, bir medar yaparak, kâinat kadar geniş bir sofra-i nimet insana açtığının ve kâinatı insana müsahhar ettiğinin ve kâinatın insan ile mazhar olduğu sırr-ı kayyumiyetle bir cihette kaim olduğunun hikmeti ise, insanın mühim üç vazifesidir:
Birincisi:
Kâinatta münteşir bütün enva'-ı nimeti insanla tanzim etmek ve insanın menfaati ipiyle tesbih taneleri gibi tanzim eder, nimetlerin iplerinin uçlarını insanın başına bağlar, rahmet hazinelerinin umum çeşitlerine insanı bir liste hükmüne getirir.
İkinci Vazifesi:
Zât-ı Hayy-ı Kayyum'un hitabatına, insan câmiiyeti haysiyetiyle en mükemmel muhatab olmak ve hayretkârane san'atlarını takdir ve tahsin etmekle en yüksek sesli bir dellâl olmak ve şuurdarane teşekküratın bütün enva'ıyla, bütün enva'-ı nimetine ve çeşit çeşit hadsiz ihsanatına şükür ve hamd ü sena etmektir.
Üçüncü Vazifesi:
Hayatı ile, üç cihetle Zât-ı Hayy-ı Kayyum'a ve şuunatına ve sıfât-ı muhitasına âyinedarlık etmektir.
Lemalar - 353
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder