Bizde bulunan emanetleri sahibi hakikisine satmak, yani Allah'a kul olmak ne kadar kârlı bir ticarettir.Neticesinde beş çeşit kâr vardır.
Bu kârlı ticareti yapmazsan, şu kârlardan mahrumiyetten başka, beş derece hasaret içinde hasarete düşeceksin.(Zarar içinde zarar)
Birinci hasaret: (Zarar)
O kadar sevdiğin mal ve evlâd ve perestiş ettiğin nefis ve heva ve meftun olduğun gençlik ve hayat zayi' olup kaybolacak, senin elinden çıkacaklar.
Fakat günahlarını, elemlerini sana bırakıp boynuna yükletecekler.
İkinci hasaret: (Zarar)
Emanette hıyanet cezasını çekeceksin.
Çünki en kıymetdar âletleri, en kıymetsiz şeylerde sarfedip nefsine zulmettin.
Üçüncü hasaret: (Zarar)
Bütün o kıymetdar cihazat-ı insaniyeyi, hayvanlıktan çok aşağı bir derekeye düşürüp hikmet-i İlahiyeye iftira ve zulmettin.
Dördüncü hasaret: (Zarar)
Acz ve fakrın ile beraber, o pek ağır hayat yükünü, zaîf beline yükleyip zeval ve firak sillesi altında daim vaveylâ edeceksin.
Beşinci hasaret: (Zarar)
Hayat-ı ebediye esasatını ve saadet-i uhreviye levazımatını tedarik etmek için verilen akıl, kalb, göz ve dil gibi güzel hediye-i Rahmaniyeyi, Cehennem kapılarını sana açacak çirkin bir surete çevirmektir.
Şimdi satmağa bakacağız.
Acaba o kadar ağır bir şey midir ki, çokları satmaktan kaçıyorlar.
Yok, kat'â ve aslâ!
Hiç öyle ağırlığı yoktur.
Zira helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir.
Harama girmeye hiç lüzum yoktur.
Feraiz-i İlahiye ise hafiftir, azdır.
Allah'a abd ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez.
Vazife ise: Yalnız bir asker gibi Allah namına işlemeli, başlamalı.
Ve Allah hesabıyla vermeli ve almalı.
Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalı.
Kusur etse, istiğfar etmeli.
Yâ Rab!
Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et, emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl.
Âmîn demeli ve ona yalvarmalı...
Sözler - 28
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder