18 Mayıs 2023 Perşembe

HÜRRİYET VE İSTİBDAT

 Evet, şu hürriyet perdesi altında müthiş bir istibdadı taşıyan şu asrın gaddar yüzüne çarpılmaya lâyık iken ve halbuki o tokada müstahak olmayan gayet mühim bir zatın yanlış olarak yüzüne savrulan kâmilane şu sözün:

   Ne mümkün zulm ile bîdâd ile imha-yı hürriyet 

   Çalış, idraki kaldır, muktedirsen âdemiyetten.


sözünün yerine, bu asrın yüzüne çarpmak için ben de derim:

   Ne mümkün zulm ile bîdâd ile imha-yı hakikat 

   Çalış, kalbi kaldır, muktedirsen âdemiyetten.


veyahut:

   Ne mümkün zulm ile bîdâd ile imha-yı fazilet 

   Çalış, vicdanı kaldır, muktedirsen âdemiyetten.


   Evet imanlı fazilet, medar-ı tahakküm olmadığı gibi sebeb-i istibdat da olamaz.

Tahakküm ve tagallüb etmek, faziletsizliktir.

Ve bilhassa ehl-i faziletin en mühim meşrebi, acz ve fakr ve tevazu ile hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye karışmak tarzındadır.

lillahi'l-hamd bu meşrep üstünde hayatımız gitmiş ve gidiyor.

Ben kendimde fazilet var diye fahir suretinde dava etmiyorum.

Fakat nimet-i İlahiyeyi tahdis suretinde, şükretmek niyetiyle diyorum ki:

   Cenab-ı Hak fazl u keremiyle, ulûm-u imaniye ve Kur'aniyeye çalışmak ve fehmetmek faziletini ihsan etmiştir.

Bu ihsan-ı İlahîyi bütün hayatımda lillahi'l-hamd tevfik-i İlahî ile şu millet-i İslâmiyenin menfaatine, saadetine sarf ederek; hiçbir vakit vasıta-i tahakküm ve tagallüb olmadığı gibi, ekser ehl-i gafletçe matlub olan teveccüh-ü nâs ve hüsn-ü kabul-ü halk dahi mühim bir sırra binaen benim menfurumdur; onlardan kaçıyorum.

Yirmi sene eski hayatımı zayi ettiği için onları kendime muzır görüyorum.

Fakat Risale-i Nur'u beğenmelerine bir emare biliyorum, onları küstürmüyorum.

Lemalar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder