18 Nisan 2023 Salı

AHİRET HESABINA DÜNYAYI SEVMEK

 Dünyada, dünyanın âhiret mezraası ve esma-i İlahiye âyinesi olan iki güzel yüzüne karşı mütefekkirane muhabbetin uhrevî neticesi: Dünya kadar fakat fâni dünya gibi fâni değil, bâki bir cennet verilecektir.

Hem dünyada yalnız zayıf gölgeleri gösterilen esma, o cennetin âyinelerinde en şaşaalı bir surette gösterilecektir.

   Hem dünyayı, mezraa-i âhiret yüzünde sevmenin neticesi: Dünyayı fidanlık, yani ancak fidanları bir derece yetiştiren küçük bir mezraası hükmünde olacak öyle bir cenneti verecek ki dünyada havas ve hissiyat-ı insaniye, küçük fidanlar olduğu halde, cennette en mükemmel bir surette inkişaf ve dünyada tohumcuklar hükmünde olan istidatları, enva-ı lezaiz ve kemalât ile sümbüllenecek surette ona verileceği, rahmetin ve hikmetin muktezası olduğu gibi, hadîsin nususuyla ve Kur'an'ın işaratıyla sabittir.

   Hem madem dünyanın her hatanın başı olan mezmum muhabbeti değil belki esmaya ve âhirete bakan iki yüzünü, esma ve âhiret için sevmiş ve ibadet-i fikriye ile o yüzleri mamur etmiş, güya bütün dünyasıyla ibadet etmiş.

Elbette dünya kadar bir mükâfat alması, mukteza-yı rahmet ve hikmettir.

   Hem madem âhiretin muhabbetiyle onun mezraasını sevmiş ve Cenab-ı Hakk'ın muhabbetiyle âyine-i esmasını sevmiş.

Elbette dünya gibi bir mahbub ister.

O da dünya kadar bir cennettir.

Sözler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder